Kızkafası
Sayfa Sayısı: 296
Olimpos Yayınları
2014
15 tl
Kitap Tanıtımı
Aslında her şey evrenin:
"Sen isteklerini söyle gerisini bana bırak" demesiyle başlamıştı...
Ben de bir güzel sıralamıştım isteklerimi... Acaba çok şey mi istedim evrenden? Yoo, çok şey istemedim aslında... Ve böylece düştüm yollara...
Hayallerim, heveslerim, yaşadıklarım, yaşayamadıklarım, sevdiklerim, kızdıklarım, kırdıklarım ve vazgeçtiklerim...
Yazdım; çünkü ben keşkeleri hiç sevmem... Hayallerim, heveslerim, yaşadıklarım, kırdıklarım ve vazgeçtiklerim...
Taşınan bavullar, yapılan çılgınlıklar, karşılıksız aşklar, çekilen otostoplar, yaşanan gelgitler ve daha niceleri...
Kitap Yorumu
Fuar döneminde kapağıyla ilgimi çekmişti Kızkafası. O pembe kapağıyla içinde ne anlattığını merak etmiştim, şans ki şimdi blog tur düzenliyoruz.
İlk sayfalardan itibaren kendimi beş altı yıl öncesinde buldum, üniversiteye başladığım ilk anlarda. Onun kadar olmasa da bende ev arkadaşımla sorun yaşamıştım ve o huzursuzluğun nasıl bir şey olduğunu iyi biliyorum. Ama çok şanslıyım ki sonradan tanıdığım ve aynı evi paylaştığım iki kişi artık kardeşlerimden farksız oldular. İlk seneki sıkıntıları, arkadaş kurmadaki zorlukları, birine tamamen güvenmenin imkansızlığını yeniden yaşadım Kızkafası ile.
Kitabımıza gelecek olursak karakterimiz üniversiteyi kazanıp ailesinden uzak bir şehre gider. Maddi olarak da çok güçlü olmayan kızımız bir şekilde ayakta durmaya çalışır. Yaşadığı olaylar ve tanıdığı insanları anlatıyor bize kitapta da. Bazı yerlere çok güldüm bazı yerlerde de onunla birlikte bende üzüldüm. O Narcus yok mu beni delirtti resmen. Bir insan bu kadar dengesiz olamaz yahu! Bir pes de kızımıza dedim, olmuyorsa zorlama canım. Değmez bu Narcus’a yani.
Kitabın dilini ve akıcılığını sevdim. Arada geçen argo sözcükler vardı ve sanki onlar olmasa da olurmuş dedim. Yazar demiş ya neresi kurgu neresi gerçek bilemezsiniz diye hakikaten de öyle oldu. Bu kadar olay bir insanın başına gelmez, imkansız bir şey bu. Kızımızın bela çekmekteki ustalığına şapka çıkarıyorum ben. Ama arada mutlaka iyi bir şeyler de olmuştur bu dört senede, az da onları okumak isterdim. Zira son sayfalarda artarak devam eden olumsuzluklar biraz uzaklaştırdı kitaptan beni.
İlk yarısını çok severek okudum, hele o Narcus’a yazdığı mektup bitirdi beni. Ama olumsuzlukların artarak devam etmesi biraz sıktı sonlarda. Bazı diyaloglara ise bayıldım resmen. O kendinin normal olduğunu ama çevresinin onu tuhaf bulduğunu anlattığı kısım ise beni hakikaten kopardı, kahkahalarımı tutamadım. Ve sonuna geldiğimde içimde ufaktan bir sızı belirdi. Kendi eşyalarımı topladığım günlere, arkadaşlarıma ettiğim vedaları hatırladım. Kimbilir belki siz de kendinizden parçalar bulabilirsiniz bu kitapta!
İlk sayfalardan itibaren kendimi beş altı yıl öncesinde buldum, üniversiteye başladığım ilk anlarda. Onun kadar olmasa da bende ev arkadaşımla sorun yaşamıştım ve o huzursuzluğun nasıl bir şey olduğunu iyi biliyorum. Ama çok şanslıyım ki sonradan tanıdığım ve aynı evi paylaştığım iki kişi artık kardeşlerimden farksız oldular. İlk seneki sıkıntıları, arkadaş kurmadaki zorlukları, birine tamamen güvenmenin imkansızlığını yeniden yaşadım Kızkafası ile.
Kitabımıza gelecek olursak karakterimiz üniversiteyi kazanıp ailesinden uzak bir şehre gider. Maddi olarak da çok güçlü olmayan kızımız bir şekilde ayakta durmaya çalışır. Yaşadığı olaylar ve tanıdığı insanları anlatıyor bize kitapta da. Bazı yerlere çok güldüm bazı yerlerde de onunla birlikte bende üzüldüm. O Narcus yok mu beni delirtti resmen. Bir insan bu kadar dengesiz olamaz yahu! Bir pes de kızımıza dedim, olmuyorsa zorlama canım. Değmez bu Narcus’a yani.
Kitabın dilini ve akıcılığını sevdim. Arada geçen argo sözcükler vardı ve sanki onlar olmasa da olurmuş dedim. Yazar demiş ya neresi kurgu neresi gerçek bilemezsiniz diye hakikaten de öyle oldu. Bu kadar olay bir insanın başına gelmez, imkansız bir şey bu. Kızımızın bela çekmekteki ustalığına şapka çıkarıyorum ben. Ama arada mutlaka iyi bir şeyler de olmuştur bu dört senede, az da onları okumak isterdim. Zira son sayfalarda artarak devam eden olumsuzluklar biraz uzaklaştırdı kitaptan beni.
İlk yarısını çok severek okudum, hele o Narcus’a yazdığı mektup bitirdi beni. Ama olumsuzlukların artarak devam etmesi biraz sıktı sonlarda. Bazı diyaloglara ise bayıldım resmen. O kendinin normal olduğunu ama çevresinin onu tuhaf bulduğunu anlattığı kısım ise beni hakikaten kopardı, kahkahalarımı tutamadım. Ve sonuna geldiğimde içimde ufaktan bir sızı belirdi. Kendi eşyalarımı topladığım günlere, arkadaşlarıma ettiğim vedaları hatırladım. Kimbilir belki siz de kendinizden parçalar bulabilirsiniz bu kitapta!
Vee çekiliş için buyurun;
Ay inşallah bana çıkar :)
YanıtlaSilFacebook sayfamızdaki yarışmamıza da bekleriz :) Şansınız bol olsun :)
SilHEPSİNİ TAMAMLADIM - İNŞALLAH BANA ÇIKAR :)
YanıtlaSilŞansınız bol olsun Sevgi Hanım :)) Facebook sayfamızdaki yarışmamıza katılarak da şansınızı artırabilirsiniz :))
Sil