Yalnızlığa Çare Bulundu- Suri Rosen, Söyleşi(7. Gün)

Suri Rosen Söyleşisi

RKBT: Suri Rosen kimdir, bunu sizden dinlemek isteriz.

SR: Daha önce resim öğretmenliği ve oyunculuk yapmış bir yazarım. Kanada’da yaşıyorum ve şehrimde bir kütüphanecilik sistemi kurulması için oluşan yapıda yönetim kurulunda görev yapıyorum. Ayrıca motosiklet binmeyi ve likör içmeyi seviyorum. 


RKBT: Yalnızlığa Çare Bulundu gerçek bir öykü mü yoksa kurgu mu?

SR: Yalnızlığa Çare Bulundu kurgusal bir öykü, tamamen hayal gücümün ürünü. Bir gün çöpçatanlık yaptığımı hayal ettim ve bunun eğlenceli olduğunu fark ettim. Konu tamamen insan doğasından kaynaklı yani.


RKBT: Daha önce hiç çöpçatanlık deneyiminiz oldu mu diye sorsak?

SR: Maalesef o konuda korkunç bir tecrübem var. Bir gün motosikletim bozulmuştu ve bana oldukça centilmen bir adam yardım etti. Kendisiyle daha sonra da görüşmeye devam ettim ve onu bir kız arkadaşımla tanıştırmaya karar verdim. Kendisine bu konudan bahsettiğimde bana evli olduğunu söyledi. Üstelik üç de çocuğu varmış. Tamamen utanç verici!


RKBT:   Peki sizce kitap yazmanın zorlukları neler?

SR: Başlamak zor bir kere sonra okuyucunun bir sonraki sayfayı merak etmesini sağlamak da öyle. En temel zorluk ise en azından çoğu yazardan daha çok yönlü olabilmek ve fark yaratabilmek.


RKBT: Yazmaya nasıl başladınız peki, bu süreç nasıl işledi?

SR: Çocukluğumda başladım hikaye yazmaya, ilk gençlik yıllarımda da devam etti bu. Kariyerim boyunca da yazmaktan vazgeçmeyince iyi bir kurgu düşünüp roman yazmaya karar verdim. Hikayeler beni hiç yalnız bırakmadı anlayacağınız.


RKBT:   Bize yazma sürecinizden bahseder misiniz, şu anda başka neler hazırlıyorsunuz?

SR: Bir yere bağlı değilim şu anda ama Kanada’da bir gazetenin magazine ekinde bir köşem var yazdığım ki bu New York’ta yayınlanan ekler kadar okunuyorlar. Anlayacağınız zamanım kurgulama ve yazma arasında bölünmüş durumda. Yeni bir kitaba başlayabilmek için epeyce detaylı bir araştırma içindeyim şu an. Bu da sanırım birkaç ay sürecek. Bu süreci bitirdikten sonra da yazmaya sonra onları beğenmeyip silmeye yeniden başlayacağım :)


RKBT:   Kitabınızdaki favori karakteriniz kimdi peki sizin?

SR: Aslında yazmaya başlarken hepsini seveceğime dair kendime söz vermiştim çünkü onların hepsi benim onlara verdiğim rolü üstlendiler. Ama ben bu sözümü tutamadım ve Bubby en sevdiğim karakter oldu.


RKBT: Yazmak için hangi ortamı tercih ediyorsunuz?

SR: Bu iş için Toronto’daki ofisimi tercih ediyorum. Zaman zaman evde yazmaya çalışsam da önemli derecede dikkat kaybım oluyor ofis dışında.


RKBT: Şu anda neler yaptığınızla ilgili, yeni projelerinizle ilgili bilgi alabilir miyiz?

SR: Tabii ki, şu anda ustalık eserim diyebileceğim bir roman üzerinde çalışıyorum. Çok çok çok farklı bir hikaye o. On dört yaşında bir çocuğun başına gelen kötü olayları yazıyorum. Biraz karanlık bir hikaye yani.


RKBT: Sizin en sevdiğiniz yazarlar kim? Hangi tarz kitaplar okursunuz?

SR: Sıkı sıkıya takip ettiğim bir yazar yok. Ama yetenekli bulduğum ve okumaya çalıştığım yazarlar John Green, Sherman Alexie ve Linwood Barclay.

RKBT: Son olarak Türk okuyucularınıza iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

SR: Kesinlikle var! Türkiye’de benim kitabı okuyan insanların olduğunu bilmekten çok mutluyum. Gerçekten ülkenizi ziyaret etmeyi çok istiyorum, hep söylüyorum çok güzel bir ülkede yaşıyorsunuz. Kitabımın konusunun evrensel olduğunu düşünüyorum; aşk ve arkadaşlık için bazı şeyleri aramak, gerektiğinde değiştirmek, büyütmek, geliştirmek hatta telafi etmek... bunlar bir insanı olgunlaştıran şeyler bence. Umarım okuma şansı bulan okuyucuların hepsi severek ve eğlenerek okur :)

Suri Rosen'e söyleşi için çok teşekkür ederim. Kendisine yazarlık kariyerinde başarılar dilerken çekilişlerimizin bitmesine kısacık bir süre kaldığını hatırlatmak isterim :)













Yalnızlığa Çare Bulundu- Suri Rosen, Kitap Yorumu ve Çekiliş(3. Gün)

Yalnızlığa Çare Bulundu- Suri Rosen


Sayfa Sayısı: 272
Parodi Yayınları
2015
15 tl


Kitap Tanıtımı

"Ya kaderiniz hiç beklemediğiniz birinin ellerindeyse?"

Belki o da uzakta bir yerlerde farkında olmadan seni bekliyordur. Belki de şu an yanı başındadır ve sen onu göremiyorsundur. Ya da oradadır, biliyorsundur bir adımını beklediğini. Bir adım, sonra bir adım daha… Korkma, artık yalnız değilsin! Aşk var yanı başında! 

"Kıpır kıpır, eğlenceli ve sürükleyici bir hikâye." 
-Kirkus Reviews-

"Hayatta her an karşımıza çıkabilecek olayları konu alan bu büyüleyici hikâyede herkesin anıları canlanacak." 
-School Library Journal-


Kitap Yorumu

İsmiyle kendini oldukça merak ettiren bir kitap “Yalnızlığa Çare Bulundu”. Kapak tanımını da okuduktan sonra okumam gerekenler listesine eklemiştim bile. Blog tur yapma şansımız olduğu için mutlu oldum zira çok hoş bir kitaptı kendisi :) 

Kitabımız on altı yaşında bir kızın teyzesinin yanına deyim yerindeyse sürgün edilmesiyle başlıyor. Evinden, ailesinden, arkadaşların ve de en önemlisi ablasından ayrılmak zorunda kalıyor. Yeni bir yere alışmaya çalışırken de ablasının hayatında bir sıkıntı baş gösteriyor. Zamanla bu sıkıntının kaynağı olduğunu öğreniyor ve farkında olmadan bir kez daha onun canını yakıyor. İşte bu noktada ne yapacağına bir karar vermek zorunda kalıyor! 

Bazen farkında olmadan birine kötülük edebiliyor insan ve bunu telafi etmeye çalışırken de kimin hayatlarına dokunduğunu bilemiyor. Raina de öyle bir karakter işte. Bir şeyi telafi etmeye çalışırken başka insanlar tanıyor. İster istemez onların da hayatlarının bir parçası haline geliyor. 

Kitapla ilgili söyleyebileceğim ilk şey çok akıcı olduğu. Elinize alıyorsunuz ve bitirmeden bırakamıyorsunuz zira sayfaların nasıl akıp gittiğini fark etmiyorsunuz. Tabii bunun için elektriklerinizin falan kesilmemesi gerek. Yoksa benim gibi hava aydınlanana kadar merakta kalıyorsunuz :) Dilini ve anlatımını çok beğendim, oldukça da eğlenceli bir hikaye. 

Konusu, karakterleri ve anlatımıyla oldukça beğendiğim bir kitap oldu. Okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar dilerim :)

Yalnızlığa Çare Bulundu kitabı için benim puanım;




ve çekiliş için.....

a Rafflecopter giveaway

Zor Aşk- Lisa Turner

Zor Aşk- Lisa Turner


Sayfa Sayısı: 312
Fenomen Kitaplar
2014
15 tl


Kitap Tanıtımı

Lillian Bennet, sosyetenin en havalı ve en olaylı Leydi'si idi. Bir erkek kadar serseriydi ama içinde kimsenin bilmediği, derin yaralar gizliydi. Aşkı onun hem kaderi hem de lanetiydi...

Damien Christian Maine aile yadigarı zekası ve yakışıklılığı ile koca avcısı annelerin son dönemlerdeki gözdesiydi. Evlilik ise yakın dönem planları arasında ilk sıralarda değildi.

Kaderin yedi yıl sonra bir araya getirdiği iki eski düşman için neler planladığını kimseler bilemezdi...

"Zavallı cahil kardeşimi senin güvenilmez ellerine bırakacağımı düşünüyorsan, yanılıyorsun. Belki farkında değilsin ama Londra'da ünün pek de iyi değil. Erkeklerle istediğini yapabilirsin. Bu konuda sana bir şey diyemem ama kardeşimi sana emanet etmeyeceğim hayatım."

Mevcut yakınlık yeterli değilmiş gibi bir adım daha yaklaştı Lillian. Artık birbirlerine yaslanır vaziyetteydiler. Bu sözlerin getirdiği öfke genç kızı alev alev yakarken, ısı da teninden taşıyor, giysilerinin üzerinden Christian'a ulaşıyordu.

"Senin de çok temiz olduğun söylenemez değil mi Christian? Senin zavallı dediğin kardeşin eminim senin yanında benden öğreneceğinden çok daha fazla güzel şey öğrenir. Belki de biz ikimiz, ona pek de uygun eşlikçiler değilizdir. Öyle değil mi?" 

Lillian bunları Christian'ın kulağına fısıldamış ve son sözü söylerken de kulağına hafifçe temas etmişti ve sonra da hızla geri çekilerek odadan çıkıp gitti.

Christian ise deminki kışkırtılmanın etkisinde olduğu yerde donakaldı. Yanlış kararlar verdiği açıktı. Bu kızla asla başa çıkamayacaktı. Bir yerlerde bir şeyleri batıracağından emindi. Tanrı korusun, yanlış bir kararın bedeli en fazla ne olabilirdi ki? Cehennemde yanmak dışında tabii...


Kitap Yorumu


Bu kez çiçeği burnunda yazar Lisa Turner’ın kitabı Zor Aşk yorumuyla geldim :) Bir süredir kitabını okumak istiyordum kısmet bugüneymiş. 

Lillian kızıl saçları ve yeşil gözleriyle dikkat çekici bir kadındır. İnatçı, biraz huysuz, biraz da asidir üstelik. Soylu olmanın avantajını sonuna kadar kullanabilen şanslı kadınlardan biridir. Ancak onun da yumuşak karnı vardır ve bunun ortaya nasıl çıkacağı merak konusudur. 

Christian yakışıklı bir adamdır. Soylu ve zengin bir varis olması ise çapkınlık konusunda tarih yazmasının yolunu açmıştır. Bunlara ek olarak oldukça da akıllı bir adamdır ve kendi ayakları üstünde durmak için ailesinden uzaklaşır. Aradan yedi yıl geçer ve bir sürpriz yapmak ister ama asıl sürprizle kendisinin karşılaşacağından habersizdir. Zira çocukluk yıllarından beri bir numaralı düşmanı, kedi gözlüsü Lillian ile karşılaşır. Yıllar sonra gelen bu buluşma nasıl son bulacaktır merak konusu. Kim kimi öldürecek ya da kimin gözleri oyulacak, bahisleri açıyorum :P 

Bir Türk olarak İngiliz aristokrasisini yazmak cesaret işi, bunun için kutlarım Lisa Turner’ı. Ancak bunun acemiliğini yer yer hissettim. Kalemini oldukça akıcı buldum. Süslü, sanatlı cümlelerden uzak sonuca varmış, tam istediğim gibi. Uzun uzun betimleme okumayı hiç sevmiyorum. Sonuna değinmeden ise geçemeyeceğim. Nasıl canım böyle olur derken olanı kabullendim ama sonrasında bir ters köşe daha oldu!!! 

Son dönemde yorumların moda söylemi olarak redakte diyeceğim ben de. Daha özenli bir çalışma yapılmalıydı bu konuda. 

Yazarlık kariyerinde başarılar diliyorum Lisa Turner’e. İlhamı bol, okuyucusu bol, yorumları ve beğenileri bol olsun….

Benim puanım;

Mimlendimmmm!!!

Mimlendimmm!!!


Herkese merhaba! Bu kez Part of the Book tarafından güzel bir etkinliğe mimlendim. Bakalım neler varmış bu mimde :))

1) Bir kitap yazmaya karar verdiniz. Türü ne olurdu?

Romantik komedi ya da gerilim!!!

2) Bu kitabı bir serinin başlangıcı mı yoksa bağımsız bir roman şeklinde mi yazardınız?

Bağımsız yazardım sanırım ama sebebini bilmiyorum :D


3) Kitabınızın baş karakterinin yada karakterlerinin isimlerini ne/neler koyardınız?

Esma, İlkim, Sare kadın karakterlerim olurdu. Erdem, Levent de erkek karakterlerim olurdu.

4) Her yazarın etkinlendiği başka yazar yada yazarlar mutlaka vardır. Peki sizinkiler hangileri?

Etkinlenmek değil ama onun gibi bir yazar olmak isterdim dediğim isimler var; Sabrina Jeffries, Lisa Kleypas, Jill Shalves...


5) Kitabınızın nerede geçiyor olmasınız isterdiniz? (Hangi ülke,şehir,köy vs). Ya da kitabınız kurgusal bir dünyayı anlatıyorsa orası nasıl bir yer olurdu?

Ya İzmir'de geçerdi ya da Eskişehir'de. İkisi de en sevdiğim yerler ve kesin orada geçerdi. Yurt dışında da kesin İtalya olurdu :D

6) Kitabınızı ilk olarak kime imzalayıp verirdiniz?

Tabii ki kardeşlerime, canım arkadaşım ve sabır küpüm Pınar'a ve toprağım Kübra'ya verirdim ilk imzalarımı :D

7) Gelelim en önemli soruya, kitabınızın ismi ne olurdu?

Bu soruyu pas geçiyorum, zira oldukça başarısızım bu konuda!!!

8) Sizce kitabınızı en güzel şekilde anlatan 3 kelime ne olurdu?

Eğlenceli, samimi ve akıcı olurdu.


   Başta Kitap Meltemi, Okuma Köşem ve Kitap Keyfim olmak üzere yapmak isteyen bloggerları mimliyorum :D

Ey Aşk Evliliğe Hazır mısın?- Cindi Madsen

Ey Aşk Evliliğe Hazır mısın?- Cindi Madsen


Sayfa Sayısı: 368
Novella Yayınları
2014
19 tl


Kitap Tanıtımı

Dakota Halifax, mutluluğa giden yolda insanlara rehberlik eden ünlü ve başarılı bir düğün organizatörüdür. Kendi düğün töreni de şu ana kadar yapılanların en mükemmel örneklerinden biri olacaktı.Tabii nişanlısı Grant evlenmekten son anda vazgeçmeseydi.

Genç kadın yaşadığı hayal kırıklığıyla baş etmeye çalışırken, yıllar sonra çocukluk arkadaşı Brendan'la yolları kesişir. Belki de aşk, karşısına Brendan'ı çıkararak ona yeniden göz kırpıyordur. Ancak nişanlısının tekrar ortaya çıkması kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

İkisi arasında tercih yapmak zorunda kalan Dakota yola kiminle devam etmeli dersiniz?

"Gerçek aşkın gidişatı hiçbir zaman pürüzsüz değildir."
-William Shakespeare-

"Mizahi yönü kuvvetli, eğlenceli ve son derece romantik bir hikâye."
-Romantic Times-

"Okurken kimi zaman Dakota'nın yerinde olmak istemezdim diyeceksiniz ama çoğu zaman da onun yerine geçmek isteyeceksiniz."
-Amazon-

"Evliliğe ve aşka dair samimi ve bir o kadar gerçekçi bir roman okuyacağınızdan emin olun."
-Publishers Weekly-


Kitap Yorumu

Düzenli bir ilişkiniz varsa ve evlenme kararı aldıysanız hayat sizin için çok güzel görünebilir. Üstüne de eğer rüya evlilikler yaşatan bir düğün organizatörüyseniz bir de gazetede evlilikle ilgili yazdığınız bir köşeniz varsa hayat sizin için mükemmel devam ediyordur. Peki damat sizi nikahta bırakıp kaçarsa bu mükemmel hayat ne hale gelir? 

Dakota Halifax başarılı bir organizatördür ve evlenmek üzeredir. Evini kapatır ve erkek arkadaşına taşınır. Düğün için hazırlıklarını yaparken etrafında gelişen olayları gözden kaçırır ve nikahta sevgilisi tarafından terk edilir. Sonrasında zor günler onu bekler. Bir ev bulmalıdır önce, sonrasında düğün davetini iptal etmesi, gazetede ilan ettiği düğünün olmadığını söylemesi gerekir. Tüm bu zorlukların arasında karşısına ilk sevgilisi çıkar. İkinci sınıftayken tanıyıp aşık olduğu ve hatta evlenmeye karar verdiği adam ya da çocuk :) 

Grant düğünde onu terk ettiği için pişmandır ve gerekçesi olduğunu söyler. Diğer tarafta da çocukluk arkadaşı Brendan vardır ve aradan geçen on beş yıl sonra ona karşı yeni bir çekim hisseder. Ah tabii bir de Phoebe var ki, Allah düşman başına vermesin!!! 

Pişman bir eski müstakbel koca, ilk aşık olduğu adam, ilginç bir anne, Phoebe gibi bir rakip ve düzenlenmesi gerek onlarca düğün. Bakalım Dakota bunların içinden nasıl çıkacak? Hayatına kimle devam edecek? Sorunlarını nasıl çözecek? Bu soruların cevapları için buyurun kitabı okumaya :) 

Cindi Madsen kitabı okumamıştım daha önce, “Ey Aşk Evliliğe Hazır mısın?” ilk oldu. Zaman kaybetmeden de diğer kitabını okuyacağım zira yazarın dilini ve üslubunu çok beğendim. Çevirisinin de iyi olmasıyla hoş bir kitap olmuş. Okumaya engel olmasa da birkaç yazım hatası vardı, onlar da olmasa dört dörtlük bir kitap olurdu. Söylemeden geçemeyeceğim kitabın ayracına bayıldım!!!

Benim puanım;

Sığınak- S. L. Lewis

Sığınak- S. L. Lewis


Sayfa Sayısı: 256
Kahve Yayınları
2013
19 tl


Kitap Tanıtımı

10'dan fazla dile çevrilen, son zamanların en çok ses getiren psikolojik gerilim romanı tüm dünyadan önce Türkiye'de. Kendini yalnızlıkla cezalandıran bir psikoloğun, geçmişinin travmalarıyla ve evliliğinin sırlarıyla boğuştuğu hikayesini, bir solukta okuyacaksınız. Stella Dixon düne kadar Londra'da özel bir klinikte çalışan başarılı bir psikologdu. Her şey bir hastayla değişti. Yaşadığı travma ruhunda kalıcı izler bıraktı.

Bugün Chilterns'de kapıdan dışarıya adım atmaktan korkan agorafobik bir kadın. Ve birazdan kapısı çalacak. Dışarıda onu bekleyen bir kız var ve evine girmeye kararlı. Yarın ne olacağını öğrenmek ister misiniz? Psikolojik ögelerle gerilimi ustaca harmanlayan bir yazarın, şaşkınlık uyandıran romanına davetlisiniz.


Kitap Yorumu


Psikolojik romanları okumayı sevmeme rağmen psikolojik gerilim yeni okumaya başladığım bir tür ve Sığınak bunun için doğru bir seçim. Başından sonuna kadar her sayfayı ayrı bir merakla okudum. 

Genelde romanlarda iki zamana alışkındım. Daha önce üç zamanlı işlenen bir kitap okumamıştım, bu ilk oldu. Stella’nın mezuniyetinden sonra Max’ın işyerinde çalıştığı anlar, evlendikten sonraki yaşamı ve Max’ın bir hastasının terapisinden kesitler… Farklı zamanlar işlenmiş olsa da okurken bizi yormuyor aksine daha fazla meraklandırıyor. Her bölüm öyle bir yerde bitiyor ki bir sonrakine gelebilmek için çabucak okuyorsunuz. 

Konusunu okuduğumda oldukça beğenmiştim ama bitirmem gereken editlerden dolayı okumayı biraz ertelemek zorunda kaldım. Ve şimdi bunun için üzülüyorum, eğer bu kadar seveceğimi bilseydim editlerimi daha çabuk bitirirdim :P 

Kitabın konusunu ve yazarın işleyişini çok beğendim. Çevirmen de oldukça iyi bir iş çıkarmış, oldukça başarılıydı. Birkaç yazım hatası da göz ardı edilebilecek şeyler, beni okurken rahatsız etmedi. Zaten okurken giderek artan merakımla ona takılamadım bile. 

Kitapla ilgili tek bir şikayetim var; doktor hasta ilişkisinin olması gerektiği gibi işlememesi. Ona biraz takıldım bir de Stella’nın yaşadıklarından sonraki tavrına. O kadar tepkisiz kalması baya bir şaşırttı beni. Yazarın ilk kitabı olduğunu okuduğumda bu kadar başarılı bir çalışma olacağını tahmin etmemiştim. Şimdi anlıyorum neden ondan fazla dile neden çevrildiğini. 

Psikolojik gerilim seviyorsanız ya da bu türe başlamak istiyorsanız, Sığınak doğru bir seçim. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar…

Benim Sığınak için puanım,

Kız Gurusu- Meltem Şarkışlalı

Kız Gurusu- Meltem Şarkışlalı



Sayfa Sayısı: 176
Destek Yayınları
2014
12 tl


Kitap Tanıtımı

Sadece kadınlar mı sorumludur sözüm ona "GÜZEL" görünmekten? Erkekler hain bir plan kurguladılar sen uyurken! Onların "GÜZELLİK" dayatmasına razı olup uykuları haram ettin kendine. Kadın sadece erkek için "GÜZEL" olmak zorunda kaldı yüzlerce yıl boyunca… Oysa bütün erkeklerin tek amacı sana "GÜZEL" olduğunu unutturmaktı zaten… Sahip olduğunu kaybettirip buldurmamaktı oyunun kuralı… Böylece hükmen galip çıktılar sahaya. Hem hile yaptılar, hem haksızlık…"Sadece güzelliğine güvenerek, aşık olduğun adamı elinde tutamazsın. Güzellik bir bütündür. Dişi olmak erkeğin güzellik algısını değiştirir. Unutma! Erkekler mükemmel görünen kadınları sadece beğenirler... Üzerine düştüğün her adamı zalimleştirirsin. Erkeğine bağımlı olduğunu hissettirdiğinde aldatılman an meselesidir. Aklını kullan"

Artık bu oyunu bozmanın zamanı geldi! Şimdi "GÜZEL"liğini hatırlama ve yeniden yaratma zamanı. Oyunun dengeleri değişiyor kuzum; hazır mısın? İşte oyunun ilk kuralı sen kadınsın unutma erkeğine ne kadar bedel ödetirsen ve senin için birşeyler yapmasını sağlarsan senden vazgeçemez. Çünkü erkek avcıdır yorulmaktan hoşlanır. Erkeğini rahatlık tuzağına düşürme.Kadınlar erkeklerden daha hızlı kilo alırlar;Çünkü duygusal açlıkları ve beklentileri erkeklerden daha yüksektir… Selülit sorunun var!Çünkü içinde öfke ve korku biriktirmeye devam ediyorsun. Tatlı yedikçe kendini rahatlamış ve iyi hissediyorsun; Çünkü yoğun bir sevgisizlik ve ilgisizlik hissi içindesin… Birbirine hiç benzemeyen 5 kadının aşk, seks, güzellik ve hayat algısını sorgulayan, geleceği tasarlayarak yeniden kurgulayan mucizelerle dolu bir "KADIN" kitabı…



Kitap Yorumu


Son zamanların en çok konuşulan kavramlarından biri güzellik. Her gün yeni güzellik metotları çıkarken, mantar gibi her yerden diyet listeleri türüyor. Kadının önemli ve değerli olması dış güzelliğinden geçiyor gibi algı oluşturuluyor. Kaldı ki güzellik göreceli bir kavramken, belli bir bir standardı yokken kime göre, neye göre güzellik? 

İşte kitabımız bunun üzerine yazılmış. İnsanı değerli hale getiren iç dünyası, iç huzuru, iyiliği iken güzellik saplantısı adı altında kadınların dünyasını alt üst etmesini anlatıyor. Ve bunu gerçek hayattan alınan hikayelerle yapılıyor Meltem Şarkışlalı. Zira kendisi de bu takıntıyla sorun yaşayan insanlardan biri ve durumunu şu sözlerle ifade ediyor: 

“Kendimi güzel hissedebilmem için, başkalarının beni zayıf ve güzel bulmasına ihtiyacım vardı. Senenin güzellik trendlerinden birini de yakalarsam, dünyanın en mutlu ve coşku dolu insanı olacaktım. Çünkü tanıdığım bütün kadınlar aynı şeye inanıyordu. Böyle düşünmem gerektiğini bile etrafımdaki kadınlardan öğrenmiştim. ‘Kendim için güzelleşiyorum,’ diyen kadınlar bile aslında hep başkalarının onları güzel bulmaları, bunu ifade etmeleri ve onaylamaları için güzelleşmek çabasındaydılar. Bunu bize kim öğretti bilmiyorum ama bu kriter, ne yazık ki benim sol bacağıma mal oldu.” 

Bu konunun tek muzdaribi yazarımız değil elbette. Bu tip sorunları yaşayan milyonlarca kadın var ve içlerinden üç tanesinin hikayesi bekliyor sizi kitapta. Aralarda da yazarımızın tavsiyeleri var tabii ki. Kendisi yaşadığı bu sorunların üstüne gitmiş ve İstanbul’da iki ayrı güzellik merkezi açmış. Tavsiyeler profesyonel ellerden anlayacağınız :) 

Oldum olası kendisiyle barışık oldum zaten bu kitaptan sonra kendime daha mutlu hissettim. Kadını metalaştıran, dış güzelliğiyle yargılayan ya da seks objesi olarak gören düşünce ve zihniyetleri hiç umursamadığım için ne kadar şanslı olduğumu gördüm. Kendime güvenim tazelendi desem yeridir :) 

Oldukça akıcı bir kitap Kız Gurusu. Okumaya başlıyorsunuz ve bir ara bittiğini görüyorsunuz tabii yanınızda aldığınız notlarla birlikte. Benim altını çizerek okuduğum kitaplardan biriydi, hatta birkaçını da paylaşmak isterim… 



“Kadın sadece erkek için güzel olmak zorunda kaldı yüzlerce yıl boyunca… Oysa bütün o zalim erkeklerin tek amacı sana ‘güzel’ olduğunu unutturmaktı zaten…” 



“Hissettiğin gibi görünürsün.” 



“Yeryüzünde, gülümsediği halde çirkin görünen bir insan bulamazsın…” 



“Unutma ki sen aynada gördüğün kadar değil, görünmediğin taraflarınla da varsın…”




Benim puanım;


Mimlendimmm!!!

Mimlendimmm!!!



Ben yine mimlendim! Bu kez de Kitap Meltemi'nin mimi ile buradayım. Teşekkürler Meltem :))


1) Kışın okumalık favori kitabın var mı?

Kışın genellikle daha fazla zamanım oluyor okumak için ve bu sebeple de serileri okumayı tercih ediyorum. Bitmiş serideki kitapları arka arkaya okumak büyük keyif oluyor salep, kahve ya da boza eşliğinde tabii ki :))


2) Kapağı mavi olan bir kitap?

Mavi kapaklı kitap çok fazla var ama ilk aklıma gelen Ahmet Batman'ın son kitabı, Bana İkimizi Anlat.


3) Yılbaşı ağacında yıldız olarak kullanabileceğin bir kitap?

Hmmm zor soru... Favori yazarı çok olan biri olarak buna bir cevap veremedim...



4) Kış tatili için mükemmel olan kurgusal dünya?

Dışarıda kar varken, benim de sıcacık içeride kitap okuyacak vaktimin olduğunu her dünyaya varım :D


5) Birlikte kış tatiline gideceğin bir kitap karakteri?

Tendeki Kıvılcım kitabındaki Cameron olabilir. Orada bir yere gömerdim onu, hep birlikte kurtulmuş olurduk!!!


6) Bu sene için listende olan bir kitap?

Okuyamadığım iki Sabrina Jeffries, iki Julia Quinn ve üç de Julie Garwood var bir de Mesnevi'yi okumak istiyorum. Listeme çoktan eklendiler bile :)


7) Favori tatil içeceğin, atıştırmalığın ve filmin?

Kışın favori içeceğim boza :D Atıştırmalık olarak da patlamış mısırdan yana kullanıyorum hakkımı ve film olarak da "Hitch" diyorum. Kaç kez izledim yine izlerim, hatta izleyesim geldi bile şimdi :D


Kimi mimleyeceğime gelirsek de Son Sayfası Aşk ve Okuma Köşem bloglarını mimliyorum. Yapmak isteyen herkes de davetlidir!!!

Mimlendimmm!!!

Mimlendimmm!!!



High School Musical etkinliğine sevgili Kitap İklimi davet etmiş beni, hemen yapmalı!!!


1. Yeni Bir Şeye Başlangıç - Yeni favori tür / yazar / seri?

Genelde polisiye, gerilim ya da cinayet okumayan biriydim. Ancak Lena Diaz'ın kalemiyle tamamen değişti bu durum. Heyecanla yenileri bekler oldum :))


2. Öyle bir kitap arıyorum ki - içinde istediğim her şey var?

Zor bir soru bu, ne desem bilemedim :D Ama yine de buna uygun cevap düşüneceğim :)


3. Muhteşem - En büyük divanın olduğu bir kitap? (Divadan kastı en sevdiğiniz karakter olabilir sanırım pek emin değilim ama yabancıların cevapları bu tarz olduğu için böyle düşünüyorum. :D ) 

Julia Quinn ve Sabrina Jeffries'in karakterlerini sayabilirim buna.


4. Mevcut durum - Klişeye meydan okuyan bir karakter?

Tarryn Fisher'ın serisi olabilir bu. Fırsatçı, Tehlikeli Kızıl ve Hırsız... Tamamen ilginç insanlar hepsi de :D

5. Erkekler geri döndü - En iyi bromance?

Pınar'a katılıyorum en iyi diye gösterebileceğim biri yok ama harem kimlerden kurulu dersek ona epeyce sayabilirim :D Kiralık Nişanlı'dan Arthur, Asi'den Rory, Asla Bir İskoçyalı Sevme'den Cealen, Ölüm Falı'ndan Logan ilk aklıma gelenler...


6. Ne Zaman – Favori yaz okuman?

Asla Bir İskoçyalı Sevme, uzun zaman sonra okuduğum bir historicaldi ve çok sevmiştim.


7. Her gün - Eğer hayatının geri kalanında her gün bir kitap kapağına bakman gerekseydi, hangisi olurdu?

Renkli kapakları seviyorum, sanırım Nemesis Kitap'tan çıkanların hepsini yan yana dizer onları izlerdim :D


8. Sadece Seninle Olmak İstiyorum – Elinden bırakamadığın bir kitap?

Kişisel gelişim kitaplarımdan ayrılamam. Ne zaman karar vermekte zorlansam onlara sarılırım, üzerimdeki yükü hafifletiyorlar.


9. Çığlık - Seni hayal kırıklığına uğratan bir karakter?

Buna özel bir isim vermeyeceğim ama pısırık, mıymıntı, ezik, cırlak, buluttan nem kapan kadın karakterlerin hepsi bende hayal kırıklığı :/



10. High School Musical - En sevdiğin kurgusal okul?

Bunu pas geçme şansım var mı :D


11. Humuhumunukuapua – Okuduğun en saçma kitap / sahne / karakter?

Buna da sürüyle isim yazabilirim ama başa Deli Dolu Bir Yaz'ı koyabilirim. Okuduğum tuhaf bad boydu :D


12. Bahar Müzik Potpurisi – Mutlu son ?

Historicaller bu konuda favorim :D Önce küsmeler sonra da barışmalar ve evli, mutlu, çocuklu modu. Historicallerin hepsini sayalım buna :D


Ben kimleri mimleyeyim diye düşündüm taşındım ve ben de Kitapperest Dünya'm ile Okuma Köşem bloglarını seçtim. Kolay gelsin kızlar :D
BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI