Canım Köpeğim- W. Bruce Cameron

Canım Köpeğim


Sayfa Sayısı: 256
Yabancı Yayınları
18 tl

2006da Ulusal Köşe Yazarları Derneğinden En İyi Mizah dalında ödül alan ve 2011de YILIN KÖŞE YAZARI seçilen W. Bruce Camerondan yepyeni bir roman. Yazar bu romanında, diğer romanlarının aksine bir köpeğin varlığının amacını bulma serüvenini değil, daha önce hiç köpek sahibi olmamış birinin yaşam amacını bulma serüvenini anlatıyor. Hiç beklenmedik bir anda, hayatınız köpekler tarafından değiştirilse ne olurdu? "Köpekleriniz varsa, sizi severlerdi. Yeni bir ilişki aramayı akıllarının ucundan bile geçirmezlerdi."Yine elinizden düşüremeyeceksiniz.


Kitap Yorumu
Not: Minicik spoiler içerir :)

İlk önce Can Dostum ile başlayıp sonra Can Dostumun Yolculuğu ile devam eden Bruce Cameron fırtınası Canım Köpeğim ile devam ediyor. Fırtına diyorum zira köpeklerden korkan ben bile eve alsam mı acaba bir tane moduna geçtim. 

İlk iki kitap bana hayvanlarla ilgili ciddi bir farkındalık kazandırmıştı. Dünyayı onların gözünden görmek, onların kelimeleriyle dinlemek garipti. Bu kez kitap farklıydı, bu kez köpeklerin gözünden dinlemiyorduk olayları. Ama her satırda şimdi Lucy konuşuyor olsaydı şunu derdi demekten alamadım kendimi. 

Josh, bir bilgisayar programcısıdır ve müşterileri için arayüz tanımlar. Bir gece sarhoşken tanıştığı Ryan onu bir köpekle baş başa bırakıp gider. Üstelik de köpek hamiledir ve de Josh daha önce hiç köpek bakmamıştır. Lucy, öyle bir zamanlama yapar ki doğum tam Josh’un çalıştığı ana denk gelir. Ve kaçınılmaz son- Josh kovulur. Çünkü toplantıya bırakıp Lucy ile ilgilenir. Sonra da hayatlarına Kerri girer. Josh ve köpekleriyle birlikte Josh ve Kerri ilişkilerine de tanık oluyoruz kitapla. Ee aşkın nasıl hayatımıza gireceği belli olmaz değil mi? 

Başından sonuna kadar muhteşem bir kitaptı. Duygu yüklü anlatımıyla okuması aşırı zevkliydi benim için. Hem can dostlarımızı hem de onlar sayesinde kıvılcımlanan bir aşkı okumayı sevdim. 

Kitabın kapağı ve ayracı çok hoştu, her zamanki gibi. Ayrıca yazım hatası gibi zevki kaçıracak şeyler de yoktu. Bu kitabı tavsiye eder miyim? Listenize hala eklemediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz demektir.

Benim puanım ise;



Canım Köpeğim Alıntılarım




















Hayata Uyanmak- Mary E. Pearson, Yurt Dışı Yorumlar(4. Gün)

Hayata Uyanmak Yurt Dışı Yorumlar

Ve turumuzun son gününde yurt dışı yorumlarda sıra. Keyifli okumalar :)










   İlginç bir konseptle başlayan kitap aynı şekilde bitmedi benim için. Sonu baya tahmin edilebilirdi ve karakterler de biraz soğuktu. Ama kapı komşularına bayıldım çok hoş biriydi. Araya katılan bir tartışma kitabın sonu için bir kıvılcım yaktı. Sonu tahmin edilebilir olmasaydı daha değişik bir kitap olurdu.









  
  Tüm yaş gruplarının okuyabileceği tarzda bir kitap. Olay akışından çok hayat sorgulaması yer alıyor. Haliyle benim gibi aksiyon sevenler biraz yadırgayabilir. Ama bu konudan iyi bir film senaryosu çıkar o kesin. Verdiğim 2 yıldız kitabın kötü olmasından değil benim tarzım olmadığından kaynaklanıyor.











   3 yıldız mı 4 yıldız mı diye çok düşündüm ama 3 yıldız verdi. Kitaba başlarken ne beklediğimi bilememiştim. Böyle bir konudan her şey çıkabilirdi. Ama bilimkurgu çıkabileceğine ihtimal vermemiştim o çok şaşırttı beni. Ben daha çok kendini keşif çıkar sanıyordum. Ama yine de insanı düşündürüyor bunun için kitabın adı ve arka kapağı bile yetiyor.
   Karakterleri ise çok sevdim. Özellikle de büyükanneyi. Onlarla ilgili yani annesi ve büyükannesi ile ilgili daha çok şey okumak isterdim. Ben bu kitabı sevmişim 3 yıldız haksızlık mı oldu acaba?











  Ben bu kitabın iyi olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce gelişen tıpla birlikte etik kavramını düşündürüyor. Bu bakımdan oldukça anlamlı buldum. Belki her açıdan mükemmel değildi ama fazlaca düşündürücüydü. Jenna bir kere çok güzel anlatılmış, onu sevmemek imkansız. Onun dışında kitabın dili ve anlatımı çok güzeldi.
   Kitabı bitirdiğimden beri düşünüyorum insanı insan yapan nedir? Üzerimizde taşıdığımız deri mi, saç mı ya da ne bileyim organlar mı ya da merak, duygu, düşünce ve hisler mi? Büyüleyici, dokunaklı ve derine yönlendiren bir kitap.










   
   Bu kitap kesinlikle büyüleyici ve son dönemde çıkan en iyi kitaplardan biri. Bu kitaba 5 yıldız vermek anlatmak için yeterli değil, daha üst bir puan olmalı. Bu kitap resmen insanın hayatına dokunuyor. Yazar kullandığı ifadeler tam anlamıyla vurucu. Aynı zamanda oldukça hassas ve yumuşak. Farklı bir bileşim. Bir taraftan bilimkurgu diğer bir taraftan da hayatı sorgulama, her ikisi de başarıyla yer bulmuş kendine. İnsan olmanın ve kendini yeniden keşfetmenin en çarpıcı haliyle önümüze getirilmiş hali bu kitap. Hayatınızı ertelemeyin gidin ve istediğinizi yapın. Hayat çok güzel.

Hayata Uyanmak- Mary E. Pearson, Kitap Yorumu ve Çekiliş(1. Gün)

Hayata Uyanmak- Mary E. Pearson


Kitap Tanıtımı
Sayfa Sayısı: 304
Nemesis Kitap
18 tl


"Sürekli artan temposuyla, son zamanların en sürükleyici hikâyesi." Publishers Weekly Benim bir kimliğim vardı. Adım vardı: Jenna Fox.
Bana öyle olduğunu söylediler. Oysa ben, bir isimden daha fazlasıyım. Bana söyledikleri şeylerden daha fazlası… Önüme koydukları durum değerlendirmeleri ve rakamsal verilerden daha fazlası… İzlettikleri videolardan fazlası…
Daha fazlası… Ama ne kadar fazlası olduğundan emin değilim. Çünkü hatırlamıyorum. Yüzümü ellerinin arasına almış ve "Küçük meleğim," demişti babam, "sabırlı ol. Her şey sana geri gelecek. Zamanla hepsini geri kazanacaksın; zamanla…" Şimdi baktığımda, yürüyüşümün normale döndüğünü söyleyebilirim. Ama aynı şeyi hafızam için söyleyemiyorum. Annemi, babamı ya da Lilyyi hatırlamıyorum. Bir zamanlar Bostonda yaşadığımı da hatırlamıyorum. Kazayı hatırlamıyorum. Jenna Foxu hatırlamıyorum. 
Babam zamanla her şeyi geri kazanacağımı söylüyor. "Zaman iyileştirir," diyor. Bense ona söyleyemesem de, zamanın ne olduğunu hatırlamıyorum.


Kitap Yorumu


Kitabın adı çok ilginç gelmişti ilk başta. Ya da daha doğru bir ifadeyle ismi ilgimi çekmişti. İlk duyduğumda aklıma başarmış bir karakter okuyacağım gelmişti. Ya giriştiği mücadeleyi kazanan ya da gerçekleri farkına varan. Bu tip hikayeleri zaten seviyorum ve çıkmasını merakla beklemiştim. 

17 yaşında bir kız var ismi Jenna Fox. Bir kaza geçiriyor ve ölümcül yaralar alıyor. Tam bir yıl komada kalıyor. Uyandığında ise hayatı tam bir karmaşa halini alıyor. Aradan geçen zaman kayıp bir kere, günden güne her şey değişirken koskoca bir yıl. Bir de ekstra olarak hafızasını yitiriyor kızımız. Onun hayatına tekrar nasıl kavuştuğunu, kendisini ve etrafını yeniden keşfine tanık oluyoruz kısaca. Sonunda da hafiften bir bilim kurgu giriyor işin içine ve olayı ilginçleştiriyor. 

Konu olarak oldukça durağan bir kitap. Ama öyle bir akıyor ki anlamadım nasıl bittiğini, ayraç kullanmadan bitirdim desem yeridir. Yazarın kalemine gerçekten bayıldım ve çevirmen de kusursuz iş çıkarmış. Sıkılmaya fırsat kalmadan bitiyor kitap. 

3 kitaplık serinin ilk kitabı imiş “Hayata Uyanmak”. Sanırım diğer kitaplarda da Jenna’nın arkadaşları anlatılıyor. Onları da okumak için sabırsızlanıyorum. Ve son olarak kapağı için şunu söyleyebilirim; bayıldımmmmm!!! Zira mor renk ve kelebek hastası olan biri olarak çok sevdim. Gerçi haksızlık etmeyeyim orijinal kapak da hoştu. 

Bir kaza, bir yıl süren koma, yitirilen hafıza ve de bilim kurgu… oldukça ilginç bir bileşim. Sıkılmadan okuyacağınız ve hatta nasıl bittiğini anlamayacağınız bir kitap. Tavsiye ederim :)

Benim bu kitap için puanım;



Çekiliş için buyurun;




a Rafflecopter giveaway

Kayıp Dük- Julia Quinn

Kayıp Dük- Julia Quinn


Kitap Tanıtımı
Sayfa Sayısı: 366
Epsilon Yayınları
20 tl

Satın almak için tıklayın

Jack Audley bir hayduttur. Bir zamanlarsa asker. Ve her zaman bir çapkındır. Hayatta en son istediği şeyse, yüzlerce kişinin hayatından ve kadim bir mirastan sorumlu bir asilzade olmaktır. Fakat soylu Wyndham Ailesi’nin uzun zamandır kayıp oğlu olduğu ortaya çıkınca, kaygısız hayatı bir anda sona erecektir. Eğer gayrimeşru olmadığını da kanıtlarsa, o zaman kendisini hiç istemediği bir konumda bulacaktır: Wyndham Dükü.
Grace Eversleigh son beş yılını, dul Wyndham Düşesi’nin refakatçisi olarak, didinerek geçirmiştir. Günlük rutininde çok az değişikliklerin olduğu, asla takdir edilmediği bir iştir bu…ta ki Jack Audley, kendinden emin gülümseyişi ve tatlı çekiciliğiyle bir anda hayatında belirlene dek. Jack, “hayır”ı cevap olarak kabul etmeyen bir erkektir ve Grace onun kollarındayken kesinlikle hayır demek isteyen bir kadın değildir. Ancak ortada bir sorun vardır: Jack gerçek dükse, o zaman o sahip olamayacağı tek erkektir.


Kitap Yorumu

Julia Quinn benim favori historical yazarımdır. Tüm kitaplarında olaylar hep sıcak bir aile ortamıyla ya da güçlü dostluklarla beraber işlenir. Ve tabi ki mükemmel olmayan kadın ve erkeklerin komedi garantili diyaloglarıyla. Haliyle önceden okuduğum kitaplarında –ki yazarın tüm kitaplarını okudum- edindiğim bu izlenimlerle beklentim aşırı yüksek başladım. 

Renkli Kalemler Blog Tur ekibi historical seven kızları olarak birlikte başladık bu kitaba. Bitirdikten sonra kitapla ilgili kritik yapmayı seviyoruz çünkü :) En son ben bitirdim bu arada :P Çünkü beklentim fazlasıyla yüksekti ve aradığımı bulamadım maalesef. Kötüydü diyemiyorum ama yazarın standardının altından buldum ben. 

Jack, bir zamanlar başarıyla orduda görev yapmış eski bir askerdir. Beş yıl görev yaptıktan sonra bir olay sonucunda suçluluk hissedip görevinden istifa eder. Sonrasında da haydutluğa soyunur. Bir gece durdurduğu bir araba onun tüm hayatını etkileyecektir. Sokaklardan malikaneye uzanan bir öykü kısaca. Ve de kızımız Grace… Düşesin refakatçisi olarak malikaneye alınır. Bir davet dönüşünde arabalarını soymak için durduran Jack onun hayatına da dokunmuştur. 

Olay akışı diyemiyorum zira çok bir olay yoktu. Ama kitaptaki aşkı sevdim. İşlenişi güzeldi. Dili ve anlatımı da güzeldi, akıcı bir kitaptı. 

Kitabın son sayfalarında Thomas’a bayıldım. Haliyle onun hikayesini beklemeye geçtim çoktan. Umarım çok fazla beklemeyiz.

Benim bu kitaba puanım ise;

Mahremiyet- Rupert Thomson, Yazar Hakkında(3. Gün)

Rupert Thomson


   5 Kasım 1955, Sussex doğumludur yazar. Çocukluğu da orada geçmiştir.
   Annesinin ani ölümünden sonra Christ’s Hospital School’da yatılı olarak okur. 17 yaşındayken Sidney Sussex College’tan bir burs kazanır ve “Orta Çağ Tarihi ve Siyasi Düşünceler” okur. Tam zamanlı yazabilmek için işini bırakır Londra’ya taşınır. Orada dört yıl metin yazarlığı yapar.
   Bir kez “İngiltere’nin en çağdaş ve canlı kurgusuna sahip

yazar” ünvanı almıştır. Dördüncü romanı olan “The Insult”, The Guardian Fiction Prize ödülüne aday olmuştur. Yakın zamanlarda “Death Of A Murderer” kitabıyla ise The Costa Novel Of The Year ödülüne aday gösterilmiştir. Altıncı kitabı olan “The Book Of Revelation” Avustralyalı yazar/yönetmen Ana Kokkinos tarafından sinema filmi haline getirilmiştir. “This Party’s Got To Stop” kitabıyla Writers’ Guild Non Fiction Book ödülünü kazanmıştır.
   Thomson, New York, Sidney ve Barcelona gibi dünya çapında pek çok şehirde yaşamıştır. Şu anda ise Güney Londra’da yazı yaşamına devam etmektedir.


Yazarın Yayınlanan Kitapları:

* Divided Kingdom
* The Book Of Revelation
* The Insult
* Death Of A Murderer
* Soft
* Dreams Of Leaving
The Five Gates Of Hell
* Secrecy
* Air&Fair: A Novel


Mahremiyet- Rupert Thomson, Kitap Yorumu ve Çekiliş(2. Gün)

Mahremiyet- Rupert Thomson



Kitap Tanıtımı
Sayfa Sayısı: 297
Altın Bilek Yayınları
18 tl

Satın almak için tıklayın


1691 yılının Floransası…

Rönesans daha gerçekleşmemiş, kentler büyük bir karanlık altında, herkes şüpheli, her şey yasak ve özgürlük ise ölümüne korkulan bir halde… Aydınlanma dönemi artık çok yakın ve toplumda bunun izlerini okumak mümkün olsa da, bilgi hâlâ en büyük güç ve sadece çok küçük bir zümrenin elinde…

Büyük suçlamalarla baş etmek zorunda kalan Geatano Zummo ise tüm bu karanlığın ortasında, kafasında aydınlanma fikirleri olan ama zor durumda kalan bir adam. Yirmi yaşındaki güzel kölesini önce serbest bırakmak, sonra da onu korumak adına hayatını ortaya koyan büyük bir kahraman… Kölesine duyduğu aşk, engizisyonun baskısı, siyasi çevrenin harareti, komplolar ve sonu gelmeyen entrikalar…

17. yüzyıl Fransasında geçen soluk kesen bir öykü, içinizi titretecek bir aşk hikâyesi, ayak oyunları, entrikalar ve ihanetlerle dolu bir çağın panoraması… Mahremiyet, adının aksine olmayan bir mahremiyeti ve bireysel dünyanın imkânsızlığını, aşkın karşı konulamaz halini ve cesaretin gücünü anlatıyor.

"Rupert Thomsonun 17. yüzyıl Floransasını anlattığı, entrikaları açığa vuran başyapıtı…"
-Stephanie Merritt, The Guardian Gazetesi-

"Bir yanda Medici ailesi üyesi dükler, diğer yanda ezilen ve fakir insanlar ve tabii aşkın öne geçilemez hali… Thomson bize olağanüstü bir okuma zevki sunuyor. Yeniden okumak istediğim çok az kitaptan biri…"
-Allan Massie, The Scotsman Gazetesi-

"İlham verici ölçüde gerçek, tutkunu olacak kadar şahane…"
-Philippa Gregory, Boleyn Kızının yazarı-

"Gümüşten çığlıklar, altından gözyaşları ve çürümüş bir masumiyet… Bu devir ve bu muhteşem kurgu, tezatlar içinizi delip geçecek…"
-Adam-Mars Johns, London Review of Books-


Kitap Yorumu



Yeni yılın ikinci kitabı ve varan:2 :D 

Kitabın tanıtımını gördüğümden beri çıkmasını bekliyordum. Kapak taslaklarını falan gördükçe sabırsızlandım iyice. Lordlar, leydiler beni bekliyor diye düşündüm nedense. 

Daha ilk sayfalarda yanıldığımı anlamam uzun sürmedi. Okuduğum diğer kitaplardan farklıydı çünkü anlatıcı bir erkekti. Onun hayatını, hayallerini, yaşadıklarını okudum bir de dertleştiği grandükün hayatını ve de aşık olduğu eczacının kızını. 

Genelde historical romanlarda kahramanımız bir düktür, markidir ya da klan reisidir. Ama buradaki kahramanımız bir sanatçı, bir balmumu ustası. Bu da ikinci bir fark oldu benim için. 

Bu kitap hakkında oldukça kararsızım aslında. Değerlendirme kıstaslarıma göre sonucu değişiyor. Dili, anlatımı, kullanılan kelimeler açısından bakınca ya da dönemi tasviri açısından bakınca oldukça iyi buldum. Dönem tasviri insanı sıkmadan yapılmış ama aynı zamanda oldukça doyurucu. Kendinizi ortaçağ Floransa’sında bulabilirsiniz. Ama olay bakımından değerlendirdiğim zaman durağan buldum. 

Benim için okuduğum ilginç kitaplardan biri oldu. Tarih okumayı seven biri olarak dönem hakkında bilgi sahibi oldum. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar.


Çekiliş için buyurun buraya :)



a Rafflecopter giveaway

Okuma Şenliği

Okuma Şenliğinde İkinci Ay

Okuma şenliğinde ikinci ayı da geride bıraktık.Bu ay benim için oldukça verimli geçti. Onca yoğunluğa rağmen epeyce kitap okudum ve bir sonraki aya beş kitabım kaldı :)

Hiç okumadığınız bir ülke edebiyatından bir kitap okuyanlara (15 puan)


15 tl


 Sinemaya uyarlanmış bir kitabı okuyup filmini izleyenlere (20 puan)




Yasaklanmış bir kitap okuyanlara (25 puan)




Yayınlanmış en az beş kitabı olan bir yazarın ilk kitabını veya romanını okuyanlara (25 puan)




Bir biyografi veya otobiyografi okuyanlara (25 puan)




Okuma yazmayı öğrendiğiniz yıl ilk kez yayınlanmış bir kitap okuyanlara (30 puan)


Sayfa Sayısı: 416
Epsilon Yayıncılık
20 tl


Bir üçleme veya aynı seriden üç kitap okuyanlara (40 puan)


                                  Sayfa Sayısı: 380         Sayfa Sayısı: 352          Sayfa Sayısı: 348
                                          20 tl                             20 tl                           20 tl


Bu ay boyunca toplam 3002 sayfa okumuşum ve toplamda 180 puan topladım. Bir sonraki ayda kalan beş kitabımı da okuyabilirim inşallah :)


Güzel Bir Yalan- T. E. Sivec

Güzel Bir Yalan- T. E. Sivec


Kitap Tanıtımı
Sayfa Sayısı: 546
Aspendos Yayıncılık
22 tl


İlk önce çocuk kızı görmüştür ama arkadaşı ilk hamleyi yapar.
Kız daha güvenli olan tercihi yapar ama kalbi gerçeği biliyordur.
Severler, arzularlar, yalan söylerler.
Garrett McCarthy, Annabelle Parker ve Milo Roberts çok yakın arkadaşlardır. Mezuniyetlerinde, evliliklerinde birbirlerinin sevinçlerine ortak olup zor zamanlarda da birbirlerine destek olurlar.
Arkadaşlardan biri trajik bir şekilde susturulunca geride kalan iki arkadaşa parçaları birleştirip gerçeği ne pahasına olursa olsun bulmak düşer. Ancak yavaş yavaş arkadaşlarının yalanlarını ve arkasındaki güçlü insanları buldukça herkesi, her şeyi ve hatta kendilerini bile sorgulamaya başlarlar.
Herkesin sırları vardır; bazıları aşk için yaparken, bazıları güç için yapar. Bu sırlar algıları ve gerçeği değiştirir, hatta bazen hayatları mahveder.??Tüm hayatınızın baştan sona bir yalan olduğunu öğrenirseniz ne yaparsınız?


Kitap Yorumu

Kitabın kapak resmini görüp tanıtım yazısını okuyunca klasik aşk romanlarından birini okuyacağımı sanmıştım. İki adam arasında kalan bir kadın var ve ya aklının ona söylediği adamı seçecektir ya da kalbinin fısıldadığını diye düşünmüştüm. Duygularının iniş çıkışlarını, seçimlerinin ne yönde olacağını merak ederek başladım. 
Başladım ama bir de ne göreyim? Düşündüğümün tam aksi bir şeyle karşılaştım. Hiç düşmeyen temposuyla deyim yerindeyse şok üzerine şok yaşadım. Okudukça haliyle bir şeyler kurdum ben de ama bu kadar olacağını düşünmemiştim hiç.
Annabelle, ilk gördüğünde vermiştir kararını. Garrett’a aşık olmuştur ama ona yakınlaşan Milo’ya evet demiştir. Sırlarla dolu tam 8 yıl geçirir ikili. Ve bir sabah uyandığında artık Milo yoktur. Son gittiği görevde hayatını kaybetmiştir. İşte olayların çıkış noktası da budur. Dominik’te neler yaşanmıştır, Milo neden öldürülmüştür? Bunu çözmek de yıllardır kendisini kardeş bilen Garrett ve ekibine düşmüştür. Bir anda Annabelle da onlara katılmış ve olayı çözmek için Dominik’e giderler. Neler olduğunu anlamaları çok da uzun sürmez. Milo gerçeğini çözmeye çalışırken artık içindeki sesleri susturamaz ikili. Aksiyon ve içinde yer alan müthiş bir aşk kısacası : )
Konusu, kurgusu ve karakterleriyle çok sevdiğim kitaplardan biri oldu “Güzel Bir Yalan.” Tek eleştirim yazım hatalarıydı. Umarım serinin diğer kitaplarında bu sorunu yaşatmazlar bize. 
“Playing With Fire” serisi toplamda 4 kitaptan oluşuyor ve serinin ikinci kitabında Brady’nin hikayesi anlatılıyor. Ben merakla beklemeye çoktan geçtim bile umarım çok bekletmezler bizi.


Benim "Güzel Bir Yalan" kitabı için puanım:




BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI