Mektubunda Diyorsun ki
Sayfa Sayısı: 280
Epsilon Yayınları
2014
18 tl
Kitap Tanıtımı
Yıllarca sürecek yazışmaları ateşleyen bir mektupla, sayfalardaki her kelimede aşkın mürekkep lekelerini bulacağınız bir macera başlıyor…
Şiirleri yayımlanmış olan yirmi dört yaşındaki genç şair Elspeth Dunn, İskoçya'nın ufak adalarından biri olan Skye'ın dışına hiç çıkmamıştı. Okyanusun diğer yakasındaki bir üniversite öğrencisi olan David Graham'dan aldığı ilk hayran mektubu onu hem utandırmış hem de sevindirmişti. İkili mektuplaşmaya devam ettikçe arkadaşlıkları yerini sıcacık bir aşka bırakacaktı. David ambulans şoförü olarak büyük bir heyecanla Batı Cephesi'ne gittiğinde Elspeth'in elinden gelen sadece beklemek ve onun sağ salim eve dönmesi için dua etmekti.
Kitap Yorumu
Kitabı açınca görüyorsunuz ki tamamen mektuplardan oluşmuş. Biraz daha ilerlediğinizde iki ayrı zamandan gelen mektuplar olduğunu görüyorsunuz. Mektupların sonunda neye varacağı merakıyla okurken buna ek olarak bu iki ayrı zamanın nasıl birleşeceğine dair de tahminlerde bulunuyorsunuz. İlk sayfaları okuduktan sonra bitene kadar elinizden bırakamıyorsunuz kısaca.
Elspeth kitapları basılmış bir şairdir. Aynı zamanda da eşini ve kardeşini savaşa göndermiş bir kadındır. Kendini yaşadığı adaya hapsetmiş, oradan dışarıya hiç çıkmamıştır. Kim bilir belki de çıkmak için gerekli sebebi hiç olmamıştır. Ancak gelen bir mektupla bu durum değişebilir belki de!
David yirmi bir yaşın verdiği gençlik heyecanıyla bir şaire hayrandır. Hem de kendi halinde yaşayan, yüzünü bile daha önce görmediği bir kadına! Biraz merak biraz da cesaretle ilk adım olarak bir mektup yazar. Gelen karşılık onu şaşırtırken aynı zamanda mutlu da etmiştir. Peki bunun sonu nereye varacaktır?
Elspeth ve David’i okurken araya farklı karakterler de girmektedir ve bunların da mektupla devam eden bir ilişkisi vardır. Hem I. Dünya Savaşı hem de II. Dünya Savaşı dönemlerine ait bu mektupları okurken bir anda kendinizi o savaşın içinde buluyorsunuz. Savaşa katılmak elbette zor ama ya geride kalan olmak? Elinizden bir şey gelmeden gözünüzün çalacak kapıda olmasının çaresizliğini ama aynı zamanda gelecek mektubun da heyecanını yaşıyorsunuz. Aşkın zaman ve mekan dinlemediğini, kalplerin bir araya geldiğinde farklılıkların yok sayılabileceğini görüyorsunuz. Aşkla atan kalbin tabuları nasıl yıktığına şahit oluyorsunuz. Çalan bir kapının ya da gelen bir mektubun hayatınızı nasıl karartacağını öğreniyorsunuz. Aşkla aile arasında kalmanın ve hatta ihanet hissinin acısına ortak oluyorsunuz. Kısacası bu mektuplar arasında duygudan duyguya sürekleniyorsunuz.
Konusu ve karakterleri açısından çok beğendiğim bir kitap oldu. Çevirisi mükemmel yapılmış ve de oldukça akıcı. Son zamanlarda okuduklarımın aksine redaksiyon olarak da çok başarılı bir kitap oldu “Mektubunda Diyorsun ki”. Okumaya başladıktan sonra bir 1914’te bir de 1940larda buluyorsunuz kendinizi. Bunun dışında yazarın bir kitabı daha var ve umarım onunla birlikte yazarın yeni kitaplarını da okuma fırsatımız olur.
Benim puanım;
Çekiliş için;
Merhaba :)) Çok teşekkür ederim beni çok mutlu ettiniz :)) Hemen bakıp ben de yapıyorum :))
YanıtlaSil