Baksana Talihe- Müjde Aklanoğlu
Sayfa Sayısı: 640
Parola Yayınları
2015
Talih, #2
30 tl
Kitap Tanıtımı
"Bugün sevip yarına unutacak kadar değil… Beyaza bulayıp seni, yok edecek kadar sevdim…"
Bunu diyen karizmatik, yakışıklı, kendinden emin, ateşli, tutkulu, âşık adam… Şimdi küstah, kibirli olmasa da müsamahasız, despot ve bir o kadar da tehlikeli bir buzdolabı hâline dönüşmeseydi; Masal kaldığı yerden devam edecek… ti! Ta ki, korkaklığı uğruna hiç düşünmeksizin tüm gemilerini yakıp, limanlarını da ardından ateşe veren, gönlü kör kadın ortaya çıkana kadar...
Hazal Atmaca! Geçmişi sırlarla dolu, yüreği yaralarla kaplı, kendine güvenen ama erkeklere asla güvenmeyen, gözyaşları içinde aşkından ölse bile, burnunu sevdiği erkeğin mendiline silmeyen… Gururlu, masum, inatçı, tutkulu ve bir o kadar korkak bir âşıktı…Ya da öyle sanıyordu!
Yanlış anlaşılmalar uğruna, en savunmasız oldukları anda, geçmişlerinde yaşadıkları giz dolu pençelerin etlerine batmasıyla, geleceğin sırlı yarasından kaçmayı kafalarına koyan âşıklar… Kadere çelme takıp, kendi hayatlarına yön vermeye karar verince, yapacakları en büyük yanlışa, bile isteye imza atma gafletinde bulundular…Hayır, tabii ki bu nikâh defteri değil, olsa olsa yürekteki şeytanın başlattığı intikam senaryosunun, nefret oyunu olurdu!
Onlar, susmaktan yüreklerinde pas tutmuş, kimselerin merak etmediği sır geçmişleriyle yüzleşirken, birbirlerinin yüreğinde açtığı hazin yarayı sarabilecek mi?
Kitap Yorumu
Baksana Talihe, dün gece itibariyle bitmiş durumda. Madem bitti, ilk yorumu da benden olsun dedim :)
Kör Talih, malumunuz üzere çok fena bir yerde bitmişti ve uzun zamandır merakla neler olacağını bekliyordum. Onca sayfa kısa sürede elimden aktı resmen. Tabii bu sürece kimi zaman kahkahalarım kimi zaman da dolu gözlerim eşlik etti. Ama neyse ki öyle bir finali vardı ki sayesinde çenem acıdı. Zira gecenin bir vakti kahkaha atmamak için kendimi durdurmak zorundaydım :D Ah Arda ah falan demeyeceğim, sen hepsini hak ettin!
Hazal, Arda’yı bırakıp yeni bir yerde yeni bir hayata başlar. Dayanmak oldukça zor olsa da başarmak zorundadır. Başka şansı yoktur çünkü. Gazetelerden, dergilerden, magazin programlarından takip ederken sevdiği adamı diğer yandan da Didem’le uğraşır. Didem kim mi, kendisi tam anlamıyla bir baş belası. Sonra bir de yengesi var ki demezsem ölürüm, kadın görgüsüzlükte doktora yapmış resmen. Hazal’ın yerinde ben olsam çoktan çökmüştüm gırtlağına. Sonra bir gün sahilde dolanırken bir ses duyar ve o sesle birlikte hayatı bir kez daha değişir. Buradaki sorun şu, her değişim iyi midir?
İlk kitapta Arda, mükemmel bir adamdı. Nazik, şefkatli, düşünceli… İkinci kitapsa ise içindeki dağ ayısı ortaya çıkmış tam anlamıyla. Yaptıkları, söyledikleri böyle Hazal’ı tam on ikiden vurdu. Hani dedim çek silahı vur, daha acısız olurdu. Neyse ki sonlara doğru aklı başına geldi ama biz ilk bölümlerde yaptıklarını unutur muyuz? Kesinlikle hayır, dağ ayısı!
Kapak resmini gördükten sonra kurbağa ve leylek baya bir dikkat çekiyordu. Neden orada olacağını merak ederken, okuduğumda kahkaha attım resmen. Spoi olmasın diye söyleyemiyorum ama kendimi cidden zor tutuyorum bu konuda. Gerçi final bölümünü oldukça beğendim, bence kitabın en eğlenceli kısmıydı.
Geneli itibariyle severek okuduğum kitaplardan biriydi “Baksana Talihe”. Bunca zaman beklediğime değmiş dedim okuduktan sonra, tabii Arda o kadar öküzlük yapmasa da olurmuş hani :P Kimi zaman merakla, kimi zaman gülümsemeyle, kimi zaman da kızgınlıkla okuyorsunuz. Redaksiyon olarak da ufak tefek hatalar dışında bir sorunu yok, okuma keyfinizi etkilemiyor hiç.
Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar dilerim. Yazarımızın da kalemine sağlık…
Benim puanım;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder