Menekşe Kokulu Hikayeler

Menekşe Kokulu Hikayeler


Sayfa Sayısı: 391
Yakamoz Yayınları
2014
15 tl


Kitap Tanıtımı

"Menekşe Kokulu Kitap!"

Hayata Bir Bardak Çay Molası

Sevinçlerini Sakın Erteleme
Her Yemekten Sonra Şükret
Biri Seni Kucakladığında 
İlk Bırakan Sen Olma...

Okurken içinizi huzurla dolduracak, yüreğinizi ısıtacak, iyilik, sevgi, dostluk ve mutluluğu dile getiren birbirinden güzel 69 adet hikâyeden derlenen bu kitapla hayata keyifli bir mola verip kargaşadan sıkıntılardan uzaklaşacaksınız.

Sevgiyi, dünyadaki tüm kötülüklere karşı bir zırh gibi giy. Bu zırh, hiçbir silahın delemeyeceği tek kalkandır.


Kitap Yorumu

  Menekşe Kokulu Hikayeler, kapağıyla dikkatimi çekmişti ilk gördüğümde. Sonrasında da kokulu olduğunu duydum ve baya merak ettim. Afyon’da kurulan kitap çadırının hemen girişine koymuşlar kitapları ve gireni mis gibi kokusu karşılıyordu. Alıp kitaplığıma koyduğumda kitaplarıma da sindi o koku :D İlk kez yapılan bir şeydi ve bence güzel de olmuş. Ayracına ise bayıldım, keçeden ayraç yapmak güzel fikirdi.

Kitap belki de hepimizin duyduğu küçük hikayelerden oluşuyor. Lisedeyken İngilizce öğretmenimiz her sabah bize bir hikaye okurdu, o günlerime yeniden döndürdü beni. Öğretmenimin sesini yeniden duyar gibi oldum okurken.

Belki hepsi kısacık öyküler ama temelinde insan olmak, insanın mutluluğunun küçük şeylerde olduğunu anlatıyor. Sıkmadan, şunu yapın bunu yapın demeden iletiyor mesajını. Bu anlamda benim çok sevdiğim bir kitap oldu “Menekşe Kokulu Hikayeler”.

En sevdiklerimden biri olan “Mayonez Kavanozu ve İki Fincan Kahve” hikayesini paylaşmak isterim :)



Mayonez Kavanozu ve İki Fincan Kahve 

Birgün bir felsefe profesörü, elinde birkaç kutuyla derse gelir. Ders başladığında hiçbir şey söylemeden kutuların birinde bulunan büyükçe bir mayonez kavanozunu kürsünün ortaya koyar ve içini ağzına kadar tenis toplarıyla doldurduktan sonra öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar. 

Öğrenciler hep bir ağızdan kavanozun dolduğunu söylerler. 

Bu sefer profesör önünde bulunan kutuların birinden çakıl taşlarını alarak kavanoza koymaya başlar ve her seferinde kavanozu çalkalar. Böylece çakıl taşları mayonezin içinde kayarak tenis toplarının arasındaki boşlukları doldurur. Bu işlemden sonra tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar. 

Onlar da “Evet doldu” derler. 

Profesör bu defa masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker. Tabii ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar. 

Öğrenciler de koro halinde “Evet” derler. 

Bu sefer profesör masanın altında hazır bekleyen iki fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır. Kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. 

Öğrenciler gülerler! 

Profesör öğrencilerin gülüşünü destekleyerek “Eveeet” der. “Ben bu kavanozun sizin hayatınızı simgelediğini ifade etmeye çalıştım. Şöyle ki; bu pinpon topları hayatınızda önem verdiğiniz şeyleri temsil ediyor: aileniz, çocuklarınız, sağlığınız, arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan diğer şeyleri. Diğer şeyleri kaybetseniz de bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur. 

O çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer şeylerdir; işiniz, eviniz, arabanız vs. Kum ise diğer ufak tefek diğer şeylerdir. Şayet kavanoza önce kumları doldurursanız…” diye anlatmaya devam eder. “Çakış taşlarına ve özellikle de tenis toplarına yeterli yer kalmaz. Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır. 

Dikkatinizi mutluluğunuz için önem arz eden şeylere çevirin. Çocuklarınızla oynayın. Sağlığınıza dikkat edin. Eşinizle yemeğe çıkın. Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Öncelikle pinpon toplarını kavanoza yerleştirin. Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin. Gerisi hep kumdur.” 

Profesörün konuşması bitince bir öğrenci merakla sorar: 

“Peki, o iki fincan kahve nedir?” 

Profesör gülerek, “Bu soruyu bekliyordum. Hayatınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle bir fincan kahve içecek kadar yer vardır.” 



Hayatınızdan kahve içip dertleşebileceğiniz dostlarınız, başucunuzdan böyle kitaplarınız hiç eksik olmasın :))

Unutmadan benim puanım;


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI