S.ktirgitli Aşklar-Funda Mentaloğlu, Söyleşi
Turumuzun son gününden herkese merhaba :) Yazarımız Funda Mentaloğlu bizi kırmadı ve sorularımızı cevapladı. Kendisine bize zaman ayırdığı ve bu samimi cevapları için ekibim adına çok teşekkür ederim. Ayrıca Olimpos Yayınları'na da kocaman teşekkürler :)
RKBT: İnternetten aradık, taradık ama bulamadık, biz de size soralım dedik; Funda Mentaloğlu kimdir?
F. M.: İşte ressam, bo-bo (bohem-burjuva), kendince sıradan ama ulusça fazla delidolu, maskülen taraflarını esirgemeyen, sorunu çözmeye değil tanıyı koymaya yürüyen, kendine karşı aşırı açık, dışarıya karşı kırılgan ve hayatında göreceğin en ukala olupta ukala olmayan insan.
Onun dışında bence güzel bi kız ve ne yaşı ne de görünüşü hakkında kimseye sır vermiyor.
Burcunu da bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey Funda Mentaloğlu’nun bir çok şeyi temsil ettiği.
Örneğin toplumun aşırılıklarına kafa tutması fundamentalists bir anlam barındırmakta.
Öte yandan satır aralarına herkesten “esas” bir parçayerleştirmiş durumda.
Kesinlikle salak ve bir o kadar da zeki bir kız.
Ve cool!
RKBT: Yazmaya nasıl başladınız?
F. M. : Bir kaç yıl evvel fark ettik ki en keyifsiz olduğumuz zamanlarda bile konu cinsellikse herkes pür dikkat kesiliyor.
Biraz daha derinleştirdikçe aslında en çok konuşmak istediğimiz ve en iyi anladığımız konuların cinsellik olduğunu keşfettik.
Peki bu kadar iyi anladığımız şeyle neden hayatımız boyunca kavga ediyorduk?
Yavaş yavaş edindiğim bilgileri kağıda dökmeye başladım.
Aslında aklımda bile yoktu.
Ardından yayınevim yazdıklarıma ilgi gösterdi ve uzunca bir süreçten sonra trajediyi komediye çevirmeyi başardım.
Sokak ağzı ya da konuşma diliyle yazılması herkesleşmek için en uygun formdu. Bittiğinde tahmin ettiğimden daha çok beğendim.
RKBT: Kitabın oluşum süreci hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz? Nerden aklınıza geldi böyle bir kitap yazmak, amacınız, hedef kitleniz nedir? Ve neden bu isim?
F. M. : Kitabın oluşum sürecinde oldukça fazla yüz kızarıklığıyla karşılaştım. Ve bunların çoğu bizzat kendi kızarıklıklarımdı! Dinlediklerim arasında dudak uçuklatacak kadar şahane hikayeler var!
Açıkçası bazen bu kitabı ben mi yazdım yoksa çalıştığım kimseler mi emin olamıyorum.
Son bir yıl boyunca her yaşta insan grubuyla cinsellik hakkında konuştum. Buna on dört yaşındaki kızlar da dahil, annem yaşındaki teyzeler de.
Stres yaşadığım ve çoğu defa vazgeçmeye hazırlandığım olduysa da baskın gelen bir şey vardı- eğlence!
Hayatımda bir şey üretirken hiç kadar eğlenmedim. Bütün hücrelerim neşeyle titredi.
Amacım tanıyı koymak, okuyucu kendi reçetesini yazsın isterim. Hedef kitlemiz 14-45 yaş arası kadınlar ve 25-50 yaş arası üç beş tane erkek.
Neden bu isim? Çünkü çok orantısız zeka!
RKBT: S*ktirgitli Aşklar'da birebir yaşanmışlık şeklinde anlatım var, gerçekten de böyle mi yoksa kurgu mu?
F. M. : Büyük bir kurgu var büyük!
RKBT: Eğer kurgu değilse içerikteki tüm kişiler gerçek demektir, onların bu kitabı okuduktan sonra tepki gösterebileceklerine dair bir endişeniz oldu mu?
F. M. : Şayet o kitaba düşmüş bir erkek olsaydım ve kendimi o satırlardan okusaydım değil tepki göstermek bu sırrı benle beraber toprağa gömmeyi seçerdim!
Yani hayır, hiç endişe etmedim.
RKBT: Kitap dili açısından tepki almaya çok müsait, bu konuda bir endişeniz olmadı mı? Türkiye'de bu tarz bir kitap çıkarmak cesaret ister mi?
F. M. : Türkiye’de her hangi bir şey yapmak cesaret ister de bu tarz kitaplar zaten mevcut. Pucca buna güzel bir örnek.
Sonra bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Gri’nin elli tonu furyası patladı.
Aslında o kadar da yabancı değiliz.
Bence bundan daha fazlasını yapabilmeliyiz. Şu cinsellik sorunumuzu bi çözsek de evrimleşmeye adapte olsak.
RKBT: Klişeleşmiş, annelerin salık verdigi "Cici Türk Kızı" imajını dağıttmak nasıl bir his, yazarken endişe duyduğunuz birşeyler oldu mu?
F. M. : Aksine Funda cici türk kızının aynadaki yansıması.
Zaten kızlara da annelerinin yanında onların istediği gibi bir evlat olmayı tavsiye ediyor. Zira iç dünyalarındaki bütün gizli odalara burnunu sokmuş! Saklı bir şey kalmadı.
Toplum kurallarının ve kültürünün uzantılarını hepimiz taşıyoruz. Aramızda onu inkar edenler toplum dışına yollandı. Boyun eğip devam edenler ise mutsuz nesiller yetiştirdi.
Funda diyor ki ne eskiye bağlı kalalım ne de yenileştiğimizi çaktıralım. Dengeli yürütelim değişimi.
Yazarken endişe duyduğum bir şey oldu evet. Muhafazakar kesim!
Sonunda o kesimden birileriyle arkadaş oldum. Başta ön yargılıydım ama sonra- çarşafı dışında- bizden çokta farklı gülmediğini fark ettim.
Bana çok mühim bir şey kattı. Bundan böyle satır aralarında dolaşırken karşımda hep o muhafazakar kızolacaktı.
Yanlış bir şey dememek için sürekli endişe yaşadım. Umarım eline aldığında Funda’yı sevmeyi başarır.
Çekilişimizin bitmesine saatler kaldı, katılmayı unutmayın :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder