İncir Kuşları - Sinan Akyüz



Kitap Tanıtımı

Alfa Yayınları
Şubat, 2012
328 sayfa
16 TL



Sinan Akyüzden Yüreğinize Dokunacak Bir Kitap!



Boşnak Kızın Bir Solukta Okunan Gerçek Hikâyesi...


Çok satan romanlarıyla tanınan ve geniş okur kitlesine sahip yazar Sinan Akyüz yine ses getirecek son kitabıyla okurlarını selamlıyor. Alfa Yayınlarından çıkan İncir Kuşlarında yazar, Bosnalı bir genç kız olan Suadanın gerçek yaşamından yola çıkıyor. Okuru savaşın ve aşkın yakıcı gücüne tanıklığa davet ediyor. Bosna tüm bilinmeyenleriyle ilk kez Sinan Akyüz kalemiyle yazıldı... Sinan Akyüz dünyanın seyirci kaldığı bir soykırımı Suadanın öyküsüyle yeniden gündeme getiriyor. Yakın tarihi edebiyatla buluşturan yazar, aşkın içinde "savaşı ve şiddeti", savaşın içinde de "aşkı ve inancı" ustalıkla harmanlıyor. Bu romanla Bosna Savaşının bilinmeyen bambaşka bir yüzü gün ışığına çıkarken; kitap okuyucusuna sürpriz bir sonla veda ediyor. Arka Kapak... Aynı ırktan geliyorlardı. Aynı dili konuşuyorlardı. Bir tek dinleri farklıydı. Biri Müslüman Boşnak genci, diğeri ise Hıristiyan Sırptı. İkisi de konservatuardaki aynı Boşnak kızına âşık olmuşlardı. Ve bir gün bu iki genç, güzeller güzeli Suadaya aşklarını ilan ettiler. Ancak gençlerden biri aşkına karşılık bulmuş, diğeri ise "Kalbimde iki kişiye yer yok" cevabını almıştı. Takvim yaprakları 6 Nisan 1992yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere… Suada patlak veren savaşın estirdiği rüzgârda âdeta savrulan bir yaprak gibiydi. Savruldu, savruldu, savruldu... Sonra da kader onu bir zamanlar hayır dediği genç adamın eline esir düşürdü. Genç adam, o gün ela gözlü çöl ahusuna bakmış "Kader bizi ne inanılmaz bir şekilde birleştirdi, görüyor musun Suada?" demişti. Modern zamanlarda Avrupada yaşanmış bir soykırımda, kadere inananların romanıdır İncir Kuşları... Bu kitap tamamen gerçeklere dayanmaktadır...



Yorumum

Kitapçıdaki raflar arasında gezinirken tesadüfen gördüğüm ve oldukça etkilendiğim bir kitaptan bahsetmek istedim. Adı İncir Kuşları. Yakın tarihte yaşanmış olan Bosna katliamını konu ediyor.
6 Nisan 1992… Pek çoğumuz için sıradan bir tarihken Suada ve diğerleri için bir dönüm noktası olmuş. Mutluluklarına, hayallerine, umutlarına veda ettikleri bir tarih çünkü o. Bosna savaşı ve ardından yapılan katliam ve de ne yazık ki dünyanın buna sessiz kalışı… 
Sinan Akyüz bu kez karşımıza tarihi gerçekleri anlattıkları bu hikayeyle çıktı. Suada ve diğerlerinin o tarihten itibaren yaşadıklarını bizzat Suada’nın kendisinden dinleyip kaleme almış. İnsanın içine işleyen, uzunca bir süre aklından çıkaramayacağı bir kitap İncir Kuşları. Okurken gözyaşlarına boğan hatta zaman zaman isyan ettiren bir hikaye. Yaşanan acı insanın yüreğini burkan cinsten.
Suada, başarılı bir konservatuvar öğrencisi ve müziğe tutkuyla bağlı bir kızdır. Okulda ona aşık olan iki gençten Tarık’ı seçer ve Vukadin’e olamayacağını anlatır. Bosna’da mutlu bir hayat sürülürken bir sabah haberler onlara artık işlerin değiştiğini söyler. Artık Bosna, Sırplar tarafından işgal altındadır. Tüm dünya bunu sessizce izlemekte ve yokmuş davranmaktadır. Yaşanan savaş Suada ve Vukadin’i bir kez daha karşı karşıya getirir ve bu kez Suada’nın hiçbir söz hakkı yoktur maalesef. Hatta ona soru bile sorulmaz. Vukadin’in isteklerine boyun eğmek zorundadır tıpkı diğer Boşnak kızlarının diğer askerlere eğdiği gibi. Savaş bitmiş ve Bosna yenilmiş, yıkılmış, hiç unutamayacağı acılar yaşamıştır. Aradan geçen zaman ne Suada’nın ne de Tarık’ın kalplerindeki aşkı yok edememiş ve hayat onları bir kez daha karşı karşıya getirir hem de hiç umulmadık bir şekilde…
O dönem hakkında çok bir bilgim yoktu ve yaşananları merak etmiştim. Okumaya başladıktan sonra bir sayfa çevirdim ardından gözyaşlarımı sildim. Savaşın kadın boyutunu gözler önüne sermiş yazar. Ne çok yaralanmış ne çok zarar görmüşler meğer. Bitirip de arkama yaslandığımda öfke dolmuştum bu tepkisizliğe bu acımasızlığa.
Yazarın güçlü kalemiyle akıp giden kitap. Dili son derece yalın ve akıcı. Gereksiz ve sıkıcı tasvirlerden de uzak. Konusu ve karakterleri de gayet güzel işlenmiş. Elinize aldığınızda kesinlikle bırakamayacaksınız ve gözyaşlarınız size eşlik edecek.
Şimdi ne zaman bu kitabı görsem ister istemez gözlerim doluyor. Aklımdan çıkaramadığım ender kitaplardan biri. Okuyun derim Suada’nın kederine siz de ortak olun. Hatta savaştan sonra bile devam aşkları görün. Şiddetle tavsiye edilir .

Benim Seçtiklerim 

*Ben hayalperest değil sayende aşkperest oldum. Alev renkli kızıl saçlarından ve su perisi güzelliğinden gözlerimi bir türlü alamıyorum.

*Gönül ağız açınca, dil konuşmaz olur, susarmış.

*Savaş ve gözyaşı Boşnakların uğursuz kaderi olmuştu. Bu uğursuz kaderi biz yazmamıştık ama bu uğursuz kaderin senaryosunu yazanlar ne yazık ki bizi başrol oyuncularından biri yapmıştı. ömrüm boyunca da bu uğursuz kaderin yaftasını boynumda taşıyıp duracaktım. Artık ölülerime dahi ağlayamayan bir ölüye, bir gül olup da gülemeyen birine dönüşmüştüm.

Bu kitaba verdiğim puan ise;

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI