Agafya- Ertürk Akşun, Alıntılar(3. Gün)

Agafya Alıntıları

   Bir kitapta alıntı çıkarmakta ilk kez bu kadar zorlandım. Öyle etkileyici sözler vardı ki seçmek epey zor oldu. Ayrıca yardımları için Destek Yayınları'na çok teşekkürler.







































Bu arada çekilişimiz devam ediyor, katılmayı unutmayın :)








Agafya- Ertürk Akşun, Kitap Yorumu(2. Gün)

Agafya- Ertürk Akşun



Sayfa Sayısı: 464
Destek Yayınları
2014
22 tl

Kitap Tanıtımı



Sana yeni bir isim verdim ben, "Agafya" dedim. "Yüce aşk" dedim.
Kalbimin en derinine sakladım seni, kimse görmesin istedim.
Ve o ismi sadece ben bildim ve sen sadece benim oldun...

"Beni sevmek bana tahammül etmek demektir. Eğer beni seviyorsan buna katlanacaksın. Beni ben olmaktan çıkararak sevemezsin. O zaman sevdiğin kişi ben değil, başka birisi olur. Sen başka birisini istiyorsan, o zaman başka birine git, ben ise buyum. İşte senin asıl çaresizliğin de burada başlıyor Anton."

1920li yıllar. Rusyada büyük bir devrim olmuş, Avrupa birdenbire kendi derdine düşmüş, Birinci Dünya Savaşını yarıda kesmek zorunda kalmıştır. Devrimden kaçan Rus asilzadeler, dillere destan güzel Rus kadınları, işgal altındaki İstanbulun yolunu tutmuşlardır. Bir tarafta Anadoluda amansızca süren ölüm kalım savaşı, bir tarafta İstanbulun yeni tanıştığı gece hayatı... İstanbul, tarihinde ilk kez kadınlarla ama bambaşka kadınlarla tanışmaya hazırlanmaktadır... Bir tarafta gurbette yaşanan kanlı bir aşkın hikâyesi... Bir tarafta intikamlar, trajediler, aşklar...


Kitap Yorumu



Bir kitapta içerik en önemlisidir ama isim ve kapak da önemli benim için. En azından ismine ve kapağına bakıp konusuna da göz atıyorum. Agafya da benim için öyle oldu. İlk tanıtımlarını gördüğümde listeme eklemiştim. Hem kapak hem de konusu ben de tam anlamıyla bir merak uyandırmıştı. Sanırım çok içten istemişim bu kitabı ki, turunu yapıyoruz :)
   Kitabımızın geçtiği zamanda İstanbul işgal altındadır, Rusya ise bir krizdedir. Ülkede Bolşevik İhtilali baş göstermiş, zengin ve soylu kesim ülkeyi terk etmek zorunda kalır. Nasılsa bu ihtilal Beyaz Ordu tarafından bastırılır düşüncesiyle rahattırlar ilk başlarda ama yanılmaları uzun sürmeyecektir.
   Rusya’dan kalkıp İstanbul’a gidecek olan gemide kızıl sarı saçlı, beyaz tenli bir kadın vardır adı Nataşa. O da ülkesini dadısıyla beraber terk etmek durumdadır. Anton ise yarı İngiliz yarı Türk bir gazetecidir, haberleri takip etmek için o da Rusya’dadır. İkilinin yolu limanda kesişir. Anton görür görmez vurulur Rus güzeline. Gemiye bindiklerinde de Anton gözlerini alamaz Nataşa’dan. Onu gördüğünde anlamıştır büyük bir aşk duyacağını ve ona Agafya (Yüce Aşk) diye seslenmeye başlar. Gemide başlayan muhabbet onları ayrılmaz ikili haline getirir. Anton ne kadar aşıksa Agafya o kadar uzak ve soğuktur, yalnızca arkadaşça duygular besler. Sürpriz olarak onlara yolculuklarında Olga ve oğlu Kotik de katılır. İstanbul’a vardıklarında da ayrılmaz bu beşli. Zor zamanlarda hep beraberdirler, destektirler. Ta ki ortaya samuray Tegami çıkana kadar. Sonra hepsi için bir dağılma söz konusudur. Nasıl olduğunu anlatmayı çok isterdim ama tutuyorum kendimi :)
   Dönem romanlarını severek okuyorum. Hele Agafya gibi olduğunda okumaya doyamıyorum. O kadar akıcı bir kitap ki nasıl bittiğini anlamadım. O dönemin yozlaşmışlığı, çekilen acılar, duyulan aşk çok sade ama bir o kadar da etkileyici bir şekilde dökülmüş Ertürk Akşun’un kaleminden. Karakterleri çok samimi geldi bana, okudukça onlarla kızıp onlarla üzüldüm.
   Hem konusu hem de anlatımıyla kesinlikle bir şansı hak eden kitaplardan biri Agafya. İşgal altındaki İstanbul’da yaşayan Ruslar sizi bekliyor unutmayın :)

Benim bu kitaba puanım ise;




Ve tabi bir de çekilişimiz var, katılmayı unutmayın :)

*Çekiliş sonuçları facebook sayfamızda açıklanacaktır.



a Rafflecopter giveaway

Atatürk'ün Aşkı Latife- Fatih Bayhan

Atatürk'ün Aşkı Latife- Fatih Bayhan



Sayfa Sayısı: 360
Paradoks Kitap
2012
23 tl


Kitap Tanıtımı

İlk karşılaşma anı mor salkımlı köşkün merdivenlerinde oluyor…
Mustafa Kemal yukarı basamakta, aşağıda ise Latife…
İlk o an…
İşte ilk bakışlar…
Yangının ilk tutuşma vaktidir bu…
Latifenin, yüreğindeki şaşkınlık, heyecan, şükranla karışık bu duygu selini bastırması mümkün değil. 
Kendisine uzanmış eli görünce, öpeyim diye sarılıyor Latife…
Ama izin yok…
Küçük Hanım ben el öptürmem, hanımların eli öpülür diyor Mustafa Kemal… 
Sessizlik sarıyor ruhları ve koyu bir derinlik esir alıyor ikisini de…
Birkaç saniye sonra çözülüyor dilleri…. 
Latife durmadan teşekkür ediyor…. 
Sonra o aşkın izlerini görüyor Mustafa Kemal ve madalyona takılıyor gözleri…
Boynundaki madalyonda kendi resmini taşıdığını görüyor şaşkınlıkla…


Kitap Yorumu



 
   Beni tanıyanlar bilirler haftada bir gün Eskişehir’e gidip geliyorum. Orada da üniversite yıllarımdan beri neredeyse tüm kitaplarımı aldığım bir kitapçım var, ona uğramadan dönmem Afyon’a. Oraya gittiğimde gördüm bu kitabı. Hem de indirimli kitaplar arasındaydı, üzerinde “3 tl” etiketi vardı. Nedenini sorduğumda aldığım cevap şaşırttı beni. “Herkes okusun da görsün benim Atam nasıl bir adammış. Herkes okusun diye böyle bunun fiyatı.” dedi. Zaten tarih okumayı severdim işin içine bir Atatürk girince okumak şart oldu bana.
   Kitabın kapağında bir not var, “Latife Hanım’ın yeğeni M. Sadık Öke’nin önsözüyle” yazıyor. Kitap tamamen gerçek hayattan alınmış bir kesit imiş. Fatih Bayhan’ın yazdığı “Latife Hanım’ın Kağıtları” kitabını gören aile, ona hikayesini anlatmak istemiş. Bu kitap öyle ortaya çıkmış. Ve iyi ki de kaleme alınmış bu kitap. Yoksa Atatürk’ün bu kadar ince ve romantik bir adam olduğunu öğrenemeyebilirdik.
   Kitabımız Atatürk ve Latife Hanım’ın boşanma kararı almasıyla başlıyor. Sonra da geçmişe
dönüp bu sürece nasıl gelindiğini anlatıyor. Latife Hanım Uşşakizadelerin becerikli, bilgili, akıllı kızıdır. İşgallerle birlikte zor bir sürece giren aile yurt dışına yerleşir, işlerini uzaktan kontrol etmeye başlar. İzmir’de kalan ve hastalanan babaanne için Latife Hanım ülkeye giriş yapar. Sonrasında onların evlerinde Mustafa Kemal’le tanışır ve Latife Hanım bir anda Atatürk’ün en yakını oluverir. Onların aşkı, kıskançlıkları, kavgaları, yaşadıkları romantik anlar hepsi mevcut kitapta.
   Bir kere yazarın üslubunu çok beğendim. Kişilere hitap tarzı, olayı anlatma şekline bayıldığımı söylemeliyim. İçerik olarak ise dolu dolu bir kitaptı. Yazarın diğer kitaplarını listeme ekledim çoktan.
   Atatürk’ün cumhurbaşkanı olduktan sonra eşi Latife Hanım ile oturup fasulye ayıkladığını biliyor muydunuz? Ya da Latife Hanım’ın daha Kurtuluş Savaşı bile başlamamışken Atatürk ile evlenmeyi kafasına koyduğunu, gazeteden kestiği resmini kolyesinde sakladığını? Bunlar ve daha nicesi için hemen bir kitapçıya koşun diyorum. Zira bu büyük aşkın kör noktalarına ışık tutan bir kitap.
   Okuyalı epey olmama rağmen bir türlü yorum yazamadım bu kitaba. Böylesine değerli bir insanı anlatan kitapla ilgili yorum yazmaya kelimelerim yetmez benim. Ama yazmalıyım ki böyle bir kitabın varlığı bilinsin. Alın, okuyun. Asla pişman olmazsınız.
   
   Bu kitaba benim verdiğim puanım;


hem de yıldızlısından...

Gecemi Aydınlat- Lisa Kleypas

Gecemi Aydınlat- Lisa Kleypas



Sayfa Sayısı: 369
Epsilon Yayıncılık
2013
22 tl
The Hathaways 3


Kitap Tanıtımı

Poppy Hathaway sıra dışı ailesini çok sevse de sıradan bir hayata özlem duymaktadır. Kaderin cilvesi karşısına sır gibi sakladığı tehlikeli bir hayatı olan varlıklı, güçlü ve gizemli otel sahibi Harry Rutledgei çıkarır. İtibarına gölge düşen genç kız onun evlenme teklifini kabul ederek herkesi şaşırtır ve çok geçmeden kocasının güvenini değil yalnızca tutkusunu kazandığını anlar.

Harry Poppyyi elde etmek için her şeyi yapmaya razıdır - kalbini açmak dışında. Hayatı boyunca herkesi kendinden uzak tutmuştur... Ama zeki ve baştan çıkarıcı Poppy her şekilde onun eşi olmayı istemektedir. Yine de aralarındaki tutku artarken gölgelere saklanan bir düşman pusuda beklemektedir. Harry onu kaybetmek istemiyorsa sonsuza dek ruhen ve bedenen gerçek bir birliktelik kurmak zorundadır.

"Rita ödüllü Kleypas eğlenceli, keyifli ve duygusal bir başka hikâye ile yine gönlünüzü kazanacak."


Kitap Yorumu

Evin sakin kızı Poppy diyeceğim ama olmayacak sanırım en iyi tabir Hathaway kardeşlerden en sakin olanı Poppy’nin hikayesi “Gecemi Aydınlat”. Onun yolu da daha önceki kitaplarda geçen Rutledge Oteli’nin sahibi Harry ile kesişir. Hem de ne kesişme ama : D 

En çok Beatrix ve Poppy’yi merak etmiştim ilk kitaptan sonra. Tabi bu kitapla birlikte Leo’yu da fazlaca merak ettim. O nasıl şeyler yaşayacak acaba? Poppy diğerlerine göre daha sorunsuzdu. Daha sakin bir hayat yaşamaya çalışıyordu. Karşısına çıkan Michael ile de gizli gizli flört etmesinin sebebi buydu. Onunla bir aile kurup normal bir hayat yaşayabilirdi. Ama hayat onun için de sürprizler hazırlamıştı. Bir skandalla birlikte kendini Harry ile evli buldu Poppy. Kocası kendisi için tam anlamıyla yabancıydı ve kocaman bir soru işaretiydi. Bunu çözmek biraz zaman alacaktı birazcık da gözyaşı. 

Harry, Poppy’i görmüş ve istemiştir. Onu almak için de elinden geleni ardına koymaz. Ama onun yaptıklarını öğrendiğinde sevgili karısı tarafından pek de hoş karşılanmaz. Onların aralarındaki sorunu çözmek de Hathaway ailesine düşer. 

Bu tip kitapları okurken çok eğleniyorum. İçlerinde hem güzel aşklar hem de baya gülünecek diyaloglar var. Ama hepsinin de ötesinde aile olmak var. Herhangi bir problem de tüm aile kenetlenip sorunu çözüyor. Hathawaylerin anne ve babaları olmasa da birbirlerinin yaralarını sarmakta ya da mutluluklarına ortak olmaktadırlar. İşte bunu seviyorum. 

Her zamanki gibi konusu, kurgusu ve karakterleriyle harika bir iş çıkarmış Lisa Kleypas. Buna bir de kusursuz çeviri ve edisyon eklenince zevki katlıyor haliyle. Teşekkürler Epsilon Yayıncılık, umarım diğer kitaplar için bu kadar beklemeyiz.

Benim verdiğim puan;

Vazgeçmem Senden- Lisa Kleypas

Vazgeçmem Senden- Lisa Kleypas



Sayfa Sayısı: 352
Epsilon Yayıncılık
2012
20 tl
The Hathaways 2

Kitap Tanıtımı

New York Times gazetesinin çok satan kitaplar listesinin gözde yazarından göz kamaştıran bir roman daha...

İnkâr edilen bir arzu...
Yasaklanmış, özlem dolu bir aşk...

Yakışıklı bir Çingene olan Kev Merripen uzun süredir güzel ve terbiyeli Winnifred Hathawayyi arzulamaktadır. Fakat gizemli bir kökene sahip olduğundan belirsiz geçmişinin etrafına ışık saçan hassas Wine zarar vermesinden korkar. Bu yüzden onun cazibesine karşı koymaya çalışır ve çok geçmeden genç kız ondan çok ama çok uzağa gitmek zorunda kalır.

Merripen, Win İngiltereye geri döndüğünde her ne olursa olsun aşkı inkâr eden biriymiş gibi görünmeye devam eder. Bu sırada genç kızın karşısına çekici, karşı konulmaz bir talip çıkar. Kev ya şimdi harekete geçecektir ya da asla. Fakat önce kaderine dair tehlikeli bir sırla yüzleşmesi gerekmektedir, aksi takdirde âşık olduğu kadını sonsuza dek kaybedecektir.

"Nefesinizi kesecek." 
Romantic Times

Kitap Yorumu

Hathaway serisinin ikinci kitabı “Vazgeçmem Senden”. Bu kitapta sessiz sakin ve bir o kadar mantıklı! kızımızla suratsız ve huysuz Kev’in hikayesi var. 

Okuduğum 6. Lisa Kleypas kitabı bu ve okuduklarım arasında en zayıf bulduğum kitap. Yanlış anlamayın dili, anlatımı ya da kurgusuyla alakalı değil bu durum. Tamamen karakterlerle ilgili. Kev ve Win nedense bana çok sıcak gelmediler. Özellikle de Kev. 

Win kızıl humma sonrasında bir türlü toparlanamamış hasta bir kızdır. Onun aksine Kev ise sağlıklı, güçlü bir çingenedir. Aşırı derecede suratsızdır aynı zamanda. Bu ikilinin aralarında bir elektrik olduğu ilk kitapta geçiyordu zaten. O yüzden bir sürpriz yoktu bu konuda. 

Aileye giren Cam ile birlikte maddi sorunlarını aşan aile tedavi amacıyla Win’i Fransa’ya gönderir. Ona bu yolculuğunda Leo eşlik eder. Onun da içsel bir yolculuğa ihtiyacı vardır sonuçta. Aradan geçen iki yıl sonunda tekrar İngiltere’ye dönerler ama bu kez üç kişidirler. Win’den fazlasıyla etkilenen doktoru Horrow da onlarla beraber gelir. İşte Kev için en sıkıntılı andır. Aşık olduğu kadının yanında biri vardır. Gerçi bir süre sonra Kev onu kendi elleriyle teslim edecektir Horrow’a. Ama tabi yakışıklı, centilmen, kibar kısacası muhteşem Çingene Cam olaya el koyar. Sorunları tek tek çözer. Sonra da kendisinin nereden geldiğini, ailesini bulmaya çalışır. Orada da onu bekleyen sürprizler vardır. 

Sanırım Kev’i sevemediğim için bazı bölümlerde sıkıldım çokça da sinirlendim. Ki iyi ki buralarda bir yerde değildi Kev :D Şövalye ruhlu erkekleri seviyorum ben bir kez daha anladım. Ah Cam ah :P 

Ben biraz zayıf bulsam da belki siz seversiniz, kimbilir :) Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar dilerim.

Benim puanım;

Benimle Kal- Lisa Kleypas

Benimle Kal- Lisa Kleypas


Sayfa Sayısı: 343
Epsilon Yayıncılık
2009
20 tl
The Hathaways 1

Kitap Tanıtımı

Kapı savrularak açıldı. Amelia gölgelerin değiştiğini, odanın içinde birinin varlığını hissetti. Korkuyla döndüğünde Cam Rohan’ın kapıda durduğunu gördü. Kalbi müthiş bir güçle atmaya başladı. Rohan bir rüyadan fırlamış gizemli bir hayalet gibiydi.

Yavaşça kıza yaklaştı. O yaklaştıkça Amelia etrafındaki her şeyin yerinden söküldüğünü, uzaklaştığını, onu her tehlikeye açık ve savunmasız bıraktığını hissediyordu.

Uzun bir sessizlikten sonra Cam nihayet konuştu. “Romanlar seni çağıran yoldan gitmeni, hiç arkana bakmamanı söyler. Çünkü seni ne gibi maceraların beklediğini bilemezsin.”

Hiç beklenmeyen bir miras ailesini sosyetede bir üst seviyeye taşıdığında, Amelia Hathaway, genç kız kardeşlerine ve dik başlı erkek kardeşine göz kulak olmanın, bu mirasın getirdiği karmaşayla ilgilenmekten çok daha kolay olduğunun farkına varır. Bütün bunlarının yanı sıra onu uğraştıran başka bir sorun daha vardır: uzun boylu, esmer ve tehlikeli bir şekilde yakışıklı olan Cam Rohan’a karşı hissettiği çekim.

Çoğu erkeğin ancak hayal etmekle sınırlı kalabileceği kadar varlıklı olan Cam, toplumun kısıtlamalarından sıkılmıştır ve “uygarlaşmamış” Çingene köklerine dönmeyi arzu etmektedir. Güzel Amelia ona yardım teklif ettiğinde, Cam öncelikle sadece arkadaş olmak niyetindedir fakat bu niyetlerin ikisini de kör eden tutku tarafından yıkılması uzun sürmez. Fakat gelenekleri katiyetle reddeden bir adam tüm zamanlatın en gelenekselleşmiş düzenine, evliliğe de hayır diyebilecek midir?

New York Times gazetesinin en çok satan kitaplar listesinin gözde yazarlarından Lisa Kleypas, geleneklere kafa tutan iki âşığın büyüleyici ve baştan çıkarıcı hikâyesiyle ayaklarınızı yerden kesecek.

Kitap Yorumu

   Ne kadar çok geç kalmışım ben Lisa Kleypas okumak için dedim kitabı bitirdiğimde. Hemen hemen her historical yazarının en az bir kitabını okumuşken nasıl göz ardı ettim bunu bilmiyorum. Ama arkadaşım Pınar sağolsun tee oralardan gönderdi bana bu güzel kitapları. Wallflower serisinden sonra şimdi de Hathaway serisine başladım ve tam anlamıyla bayıldım….
   Amelia her ne kadar aristokrasi için evde kalmış sayılsa da ki kendisi yirmi altı yaşında güzel ve çekici bir kadındır. Ama kötü şans işte sorunlu bir aile yapısı vardır. Anne ve babalarını kaybettikten sonra lord ünvanı nişanlısını kaybetmiş hatta kendisi de kaybolmaya aday olan kardeşi Leo’ya kalmıştır. Leo yaşadığı acıyla kendini alkole vurmuş, ne aile ne de başka bir şeyle ilgilenir. Kız kardeşlerinden Win geçirdiği hastalıktan sonra kendini tam toparlayamamış, diğer kardeşi Beatrix ise kleptomandır. Bir Poppy var ki kendisi şimdiye kadar normal davranışlar içinde ama bakalım devamında neler olacak :)
   Hal böyleyken aileyi sırtlamak Amelia’ya düşer. Leo’nun Londra’da daha kötü olacağını düşünüp ailesini Ramsay malikanesine getirir. Ama sorunlar bitmemiştir. Ev darmadağındır ve iyi bir tadilatla kapsamlı bir temizliğe ihtiyacı vardır. Üstüne bir de yangın çıkınca işler tam bir çıkmaza girer. Ama endişeye mahal yok çünkü zeki, yakışıklı, yardımsever çingenemiz Cam Rohan vardır. Ve onlara yardım etmeye dünden razıdır. Zira gönlünü kızlardan birine kaptırmıştır.
   Lisa Kleypas, kalemini sevdiğim hata bayıldığım yazarlar arasına ilk serisiyle girmişti zaten.  Bu seri ile taht kuracağa benziyor. Eğlenceli diyalogları, güçlü kurguları ve müthiş aşklarıyla vazgeçilmezim olacak sanırım. Tarafımdan şiddetle tavsiye edilir efenim :D

Benim puanım ise;

Uygunsuzlar- Adam Braver, Yurt Dışı Yorumlar(6. Gün)

Uygunsuzlar- Adam Braver

Turumuzun son gününde sıra yurt dışı yorumlar başlığında. Herkese keyifli okumalar :)








 
 Kitap Marilyn Monreo’nun hikayesini anlatıyor ama beni tatmin etmeye yetmedi. Daha fazla ayrıntı okumak isterdim onunla ilgili. Kronolojik olarak anlatılması en büyük artısıydı. Hayatından kısım kısım kareler vardı ve belgesel gibi bir kitaptı. Keşke yazar biraz kalemini ve hayal gücünü kullanıp o karelerin aralarını doldursaydı.









  
 Marilyn Monreo ile ilgili bir bilgim yoktu. Bu kitabı da sırf o yüzden aldım. Çıkış noktası olarak oldukça iyiydi kitap. Ama birden fazla anlatıcının olması algılamayı zorlaştırdı. Keşke tek bir anlatıcıyla baştan sona anlatılsaymış. Belli ki iyi araştırma yapılmış, kurgu olarak da iyiydi. Akıcı ve okunabilir bir kitap ama beklentiyi yükseltmemek gerekir diye düşünüyorum. Her şeye rağmen severek okuduğum bir kitaptı “Misfit”.









   Romancıların çoğu ya Marilyn Monroe ile ilgili yazdıklarında olumsuzluklar işliyor ya da kendi kafalarındaki kurgu içerisine oturtuyorlar onu. Ancak Adam Braver, bu sömürücü zihniyetin dışına çıkıp gerçeklere yer vermiş. Erken yaşta yaptığı evlilikler, yaptığı doğruları ya da yanlışlarıyla anlatmış Marilyn’i. Farklı kişilerin bakış açılarını hep ona odaklamış, belgesel gibi bir kitap çıkmış ortaya. Kanlı canlı bir Marilyn vardı sanki yanımda kitabı okuduğumda.









   Her zaman olduğu Adam Braver yine harikalar yaratmış. O güzel kalemiyle güzel bir kadını anlatmış bizlere. Marilyn’i Marilyn yapan unsurları tek tek bulup çıkarmış. Onun yazdığı tarihi karakterleri okumak büyük bir zevk.

Uygunsuzlar- Adam Braver, Kitap Yorumu(4. Gün)

Uygunsuzlar- Adam Braver


Sayfa Sayısı: 304
Feniks Kitap
20 tl


Aktör Eli Wallach sık sık Marilynle birlikte New Yorkta sokakta yürüdüğünü ve aniden kimsenin onu tanımadığını fark ettiğini anlatır. Ne tuhaf. New York için bile. Ama Wallach bunu Marilyne söylediğinde, Marilyn bunun hiç de tuhaf olmadığını söylemişti; Marilyn yalnızca fark edilmek istediğinde görünürdü. Marilyn, bu iddiasını kanıtlamak için Wallacha durup izlemesini söyledi. Derin bir nefes aldı, başını yana çevirdi ve kollarını serbest bıraktı. Saçlarını geriye atıp tekrar yürümeye başladı. Teninin tonu yumuşadı, kalçaları salınmaya başladı. Saçlarının sarısı sıra dışı bir parlaklığa büründü. Aralık bıraktığı dudaklarının rengi kan kırmızıya dönüştü. Ve bir animatörün elinden çıkmış gibi, tüm bedeni abartılı bir şekle girip yıldız gibi parlamaya başladı. Saniyeler içinde etrafı sarıldı. Caddenin karşı kaldırımından insanlar koşmaya başladılar. Fotoğraf makineleri ona doğruldu. Taksiler yavaşladı, yolcuları pencerelere yaslanıp dikkatle Marilyni izlediler." 
Marilyn Monroe Hollywood tarihinin unutulmaz figürlerinden birisidir. Hatta özel yaşamının sinemadaki efsanevi çalışmalarını gölgede bıraktığı söylenir. Adam Braver, Marilynin hayatındaki önemli anlarını, çocukluğundan başlayarak Joe DiMaggio ve Arthur Miller ile evliliğini, Lee Strasberg ile Actor Studiodaki çalışmalarını ve trajik sonunu biyografik romana başarı ile aktarmıştır. 
Bol ödüllü yazar Adam Braver, Mr. Lincolns Wars, Divine Sarah, Crows Over the Wheatfield ve November 22, 1962 adlı kitapların yazarıdır. Çalışmaları Harvard Review, Tin House, Dœdalus, Ontario Review, Normal School ve West Branch gibi dergilerde yayınlandı. Yazar Rhode Islandda yaşamaktadır.

Kitap Yorumu

   “ Marilyn Monroe hep istenen kadın olacaktı, sahip olunan değil.” Bu cümle sanırım kitabın kilit noktası. Marilyn Monreo, ünüyle, oynadığı filmlerle, yaşadığı görkemli hayatıyla herkesin gıptayla baktığı bir isim. Hata kıskançlık duyduğu. Ama o hayatın içinde neler yaşadığı ise bir muamma. En azından benim için öyleydi.
   İsmini hep duyduğum birinin hayatını okuma düşüncesi beni çok heyecanlandırmıştı. Çünkü kendisiyle ilgili geniş bir bilgim yoktu. Tam anlamıyla bir biyografi değildi ama Adam Braver, onun hayatından kesitleri sunmuş bize. Farklı ağızlardan yazdıklarıyla okudum Marilyn Monroe’yu.
   Her ne kadar tarihi sıraya göre anlatılsa da zaman zaman kimin anlattığını bilemediğimden sıkıntı yaşadım okurken. Hayatına giren insanları da tanımadığım için yaşadım sanırım bu sıkıntıyı. İlk yarısında daha çok hayatıyla ilgili şeyler okurken ikinci yarısında kitabın filmi olan “Misfit” film setine gidiyoruz.
   Ünlü olmak, güzel olmak, aranılan kadın olmak yetmiyormuş onu anladım. Marilyn Monroe şöhretinin zirvesindeyken bile sevgi ve ilgi eksikliğini hisseden bir kadınmış. “Misfit” çekimleri sırasında bunu çok net görüyoruz. Zaten bu da onun son filmi oluyor.
   Biyografi severseniz ya da birinin hayatına dokunmak isterseniz bu kitap tam size göre. İlginç bir kişilik Marilyn Monroe. Hatta bir de Frank Sinatra’nın da dahil olduğu kısımlar var. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar dilerim.

Benim puanım ise;


Son olarak çekilişimiz devam ediyor, katılmayı unutmayın :)

Uygunsuzlar- Adam Braver, Yazar Hayatı ve Çekiliş(1. Gün)

Adam Braver



Adam Braver 1963 yılında Berkeley, California’da doğmuştur. 
İlk romanı olan Harper Parannial(2003)’da olayı tam anlamıyla ele alabilmek için tam 13 farklı perspektiften yazmıştır. Bu romanında Abraham Lincoln ve onun hayatını işlemiştir. 
İkinci romanı olan William Morrow(2004)’da ünlü aktris Sarah Bernhardt’ın Amerika Veda Turu’nu yazmıştır. 2006 yılında kaleme aldığı Harper Paranniel’de ise Van Gogh’u anlatmıştır. 
Tin House Books(2008), John F. Kennedy ve onun suikast hikayesidir. Misfit ise Marily Monroe ile ilgili yazdığı kitabıdır. 
Braver’ın kitapları Fransa, İtalya, Japonya ve Türkiye’de de satışa sunulmuştur. Kısa hikayeleri “Harvard Review”, “Tin House”, “Daedalus”, “Ontorio Review”, “The Normal School” gibi dergilerde yayınlanmıştır. Eserleri “The Lincoln Anthology”, “Breakthrough”, “No Near Exit” isimli kitaplarda toplanmıştır. 
Ayrıca Küba muhaliflerinden Normando Hernandez Gonzales ile bir kitap uzunluğunda bir röportajı vardır. 
Adam Braver, Roger Williams University, Yazarlar Enstitüsü’nde çalışmaktadır. 



Kitapları 

1- November 22 



2- Mr. Lincoln’s War 




3- Misfit 




4- Crows Over The Wheatfield 




5- The Madrid Conversations




6- Divine Sarah




Veee çekilişimiz için buraya buyurun :)


a Rafflecopter giveaway

Fırsatçı- Tarryn Fisher, Kitap Yorumu

Fırsatçı



Sayfa Sayısı: 316
Aspendos Yayıncılık
18 tl



Kalbini sadece bir kez verebilirsin; ondan sonraki her şey ilk aşkının peşinden gelir.

Her fırsattan istifade etmesiyle bilinen sivri dilli Olivia Kaspen, akılsızca çekip gitmesine izin verdiği eski erkek arkadaşı Caleb Drake ile şans eseri karşılaşınca kendisini ilk aşkıyla ikinci bir şans isterken bulur. 

Calebın hafızasını kaybettiğini öğrenen Olivia, onu geri kazanmak için ne kadar ileri gidebileceğine karar vermelidir. Ancak gerçek kimliğini ve kötü geçmişlerini gizli tutmaya çalışan Olivianın en büyük engeli Calebın kurnaz yeni kız arkadaşı, Leah Smithtir. 
Böylece bu iki hırslı kadın arasında kendilerini hatırlamayan bir adamı elde etmek için girdikleri vahşi bir mücadele başlar. Ama çok geçmeden Olivia, bir zamanlar kendisinin olanı almak için savaşırken yalanlarının sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalır. 

Peki, aşk her şeyi affeder mi?

Kitap Yorumu



Seri kitapları arka arkaya okumayı seviyorum o yüzden mümkün olduğunca seriler bittikten sonra okuyorum. Ya da en azından birkaç kitabı arka arkaya okumaya çalışıyorum. Fırsatçı da bu sebeple kitaplığımda beklettiklerimden biriydi. Yeni kitabı duyunca ilk fırsatta onu aldım elime. 

Konusuyla ve ismiyle oldukça dikkatimi çekmişti “Fırsatçı” çıktığı ilk günden daha. İlginç olacağı o zamandan belliydi sanırım. Okuduğumda da beni yanıltmadı. Yaşanan sürekli gelgitlerle ve tabi ki o sonla ilginçti. Hiç ama hiç beklemediğim bir sondu, okuduğumda da inanmakta zorluk çektim. 

Kitabın konusu, işlenişi, diliyle beraber karakterleri de çok önemli benim için. Bu kitabın karakterlerini çok sevdim çünkü çok gerçekçiydi. Anlatımı çok akıcıydı, sayfalar elimden kaydı gitti. Bazı yerlerde yazım hataları vardı ama göz ardı edebileceğim seviyedeydi. 

Genel itibariyle sevdiğim kitaplardan biri oldu “Fırsatçı”. Birkaç yazım hatası ve geriye dönüşlerde tarih verilmemesi dışında olumsuz bulduğum bir yönü olmadı. Tarihi de yazsaydı keşke yazar dedim okudukça. 

Fırsatçı okundu bitti, ikinci kitap beklemeye geçildi tarafımdan. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar dilerim.

Benim bu kitap için puanım ise;

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI